Mesajı Okuyun
Old 10-03-2014, 12:27   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

"...Olumsuz tesbit davasının reddi halinde, alacaklıya icra veznesindeki -borçlunun daha önce yatırdığı veya borçlunun hacizli mallarının satılması sonucunda icra veznesine girmiş olan- para ödenirken, ayrıca «paranın vezneye girdiği tarih» ile «ihtiyati tedbirin kalktığı (yani; olumsuz tesbit davasının red edildiği) tarih» arasında geçmiş olan süre için faiz hesaplanacak (ödenecek) midir? Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ile 12. Hukuk Dairesinin farklı görüşte olduğunu görüyoruz. Gerçekten, 11. Hukuk Dairesine göre; «icraya yapılan ödeme ile borçlu, borcundan kurtulmuş olduğundan, artık faiz borcu da ortadan kalkar, bu nedenle, paranın icraya yatırılmasından sonra -tedbirin kalktığı tarihe kadar- ayrıca faiz yürütülemez». Buna karşın -kanımızca da, daha isabetli olan- 12. Hukuk Dairesine göre, «icra veznesine girmiş olan paranın alacaklıya ödeme yerine geçebilmesi, ödemenin herhangi bir kayıt ve şarta bağlı tutulmaması ile mümkün olur... İcradaki para, tedbirin kalktığı tarihten itibaren alacaklıya ödenebilir hale geldiğinden, bu tarihe kadar borçlunun faiz ödemesi gerekir», «Olumsuz tesbit davasının reddi nedeniyle alacaklı lehine mahkemece tazminata hükmedilmiş olması, icra veznesine yatırılan ve tedbir kararı nedeniyle alacaklıya ödenmeyen alacağa, paranın ödenebilir hale gelmesine kadar faiz yürütülmesine engel teşkil etmez. Çünkü, hükmedilen tazminat, temerrüt faizinin karşılığı değildir...”

Doktrinde, «takip konusu borcun, icra dairesine ödendiği gün sona ereceği, bu nedenle borç için o tarihten sonraki dönem için gecikme faizi yürütülemeyeceği» gerekçesi ile, 11. Hukuk Dairesinin görüşünün doğru olduğu belirtilmiştir. Biz bu görüşe katılamıyor ve 12. Hukuk Dairesinin uygulamasının daha doğru olduğunu ifade ediyoruz. Gerçekten, her ne kadar «alacaklının ihtiyati tedbir nedeniyle alacağını geç almış olmasından doğan zararı karşılamak için, alacaklı lehine mahkemece -doğrudan doğruya- yüzde kırk tazminata hükmedileceği» kabul edilmişse de, çok kez açılan davaların bir yıldan fazla sürmesi nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasından doğan zararının sadece bu tazminatla karşılanmadığı bir gerçektir. İşte biz bu nedenle, borçlunun, ihtiyati tedbirin kalktığı ve alacaklının fiilen icra veznesindeki parayı çekebilme olanağına kavuştuğu tarihe kadar asıl alacağa gecikme faizi yürütülmesinin daha doğru olacağını sanıyoruz... (Avukat Talih UYAR, İcra ve İflâs Kanunu Şerhi, Cilt IV, sf. 6234-6235)"

http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15396
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15397