Mesajı Okuyun
Old 15-01-2008, 11:57   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1998/18-107
Karar: 1998/109
Karar Tarihi: 11.02.1998

ÖZET: Davacı, Kafkas kökenli olup aile isimlerinin Z. olarak bilindiğini ve tanındığını, çevrede bu soyadı ile çağrıldığını, amcalarının da mahkeme kararı ile Y. olan soyadlarını Z. olarak düzelttirdiklerini ileri sürmüş olup, dinlenen tanıklar dahi davacı ve ailesinin Z. soyadı ile tanındıklarını belirtmişlerdir. Haklı nedenin varlığı halinde soyadının değiştirilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ismi ile anılmayı istemesinin haklı neden teşkil edeceği de kabul edilmiştir. Bu durumda yasal bir sakınca da bulunmadığı halde mahkemece davanın kabulü yerine, davacının 18 yaşını doldurduktan çok uzun bir süre sonra bu davayı açtığı ve almak istediği soyadının kullanılmasında kolaylık bulunmadığı gerekçeleri reddi doğru görülmemiştir.

(743 S. K. m. 26)

Dava: Taraflar arasındaki "soyadı tashihi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sivrihisar Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.4.1997 gün ve 1997/58-98 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmesi üzerine,

Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 16.9.1997 gün ve 1997/6509-7847 sayılı ilamı: (...Davacı, Kafkas kökenli olup aile isimlerinin Zafiş olarak bilindiğini ve tanındığını, çevrede bu soyadı ile çağrıldığını, amcalarının da mahkeme kararı ile Y. olan soyadlarını Z. olarak düzelttirdiklerini ileri sürmüş olup, dinlenen tanıklar dahi davacı ve ailesinin Z. soyadı ile tanındıklarını belirtmişlerdir.

Medeni Kanunun 26. maddesine göre haklı nedenin varlığı halinde soyadının değiştirilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ismi ile anılmayı istemesinin haklı neden teşkil edeceği de kabul edilmiştir.

Bu durumda yasal bir sakınca da bulunmadığı halde mahkemece davanın kabulü yerine, davacının 18 yaşını doldurduktan çok uzun bir süre sonra bu davayı açtığı ve almak istediği soyadının kullanılmasında kolaylık bulunmadığı gerekçeleri reddi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekili ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 11.2.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************