Mesajı Okuyun
Old 27-03-2008, 22:17   #19
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_sibelll
sayın Av. Ergün Vardar avukatllar tacir ve ya avukat büroları ticari işletme olmadığı için elbetteki iflas etmezler.. Benim iflas etmekle kastettiğim, bir çok avukatın giderlerini karşılayamayıp bürolarını kapatma eşiğine gelmeleri idi. Bir çok avukat maalesef ki büro gidelerini karşılayamayıp başka bir avukat yanında yada şirkette asgari 1.000 YTL ye çalışmaya başlıyorlar ki bu bir avukat için bence vahim bir tablo. Avukat yanında çalışmaya başlayan avukata çok fazla iş verilmekte ve avukat olmasına rağmen emeğinin karşılığını alamamaktalar diye düşünüyorum. İyi çalışmalar.

Doğru düşünüyorsunuz. İdeal anlamda değilse de, fiiliyat bazında.

Vaktiyle mutlu mesut staj yaptığım bürodan, haftalık 1,5 milyon TL yerine, haftalık 2,5 milyon TL alacağım için ayrıldım. Bugünkü rakamlarla karşılaştıramıyorum, TL, YTL aklımı karıştırıyor, ancak alım gücü bazında denkleştirmeye çabaladığımda, karşılığında bugünün olsa olsa -tahmini- 400 YTL hadi belki 500 YTL si ile, tavanda 800 YTL si arasında bir rakam çıkıyor (belki de o vakitler bu kadar bile değildi, yaşanmışlığın tecrübesi, olumluya çevrildiğinde insanı daha ılımlı yapıyor ) . (2,5 TL ile 1,5 TL arasındaki adaletin ters orantılı talihsiz tecellisi ise, tümüyle ayrı bir tartışma konusu )

"Avukat olmasına rağmen diğer avukattan emeğinin karşılığını alamama" çıkmazı, kırımlı kıyımlı avukat dünyasında, bakış açısına göre haklılık ya da haksızlık, ama illa ki meslek gerçekleri düzleminde trajedi barındırıyor. (Siz hiç falanca noterden yakınan noter, falanca hakimin/savcının/bilirkişinin/adalet personelinin kazancından -rüşvet iddiaları hariç- yakınan ve dahası -haklı/haksız- rekabete girişen noter, hakim,savcı, bilirkişi, memur gördünüz mü? )

Siz hiç, "Adalet parayla ölçülebilir mi, öğle arası nasıl verirsin, adaletin tecellisine devam edilmeli" denebilen yargılama öğesi gördünüz mü? Göremezsiniz, çünkü öyle ya da böyle maaşlar ödenir, devlet güvencesindedir, ama elbette, Devlete zeval gelmesin.

Ama "Her şey para mı, ne olur şu davaya da ücretsiz giriversen" veya kabilinden istek/rica duymayan avukat var mıdır? Para isteminin avukatlık mesleği için ne denli ve neden zor olduğunu, ancak kuyuya inenler, yani meslektaşlar tümüyle anlayabilir.

X sokaktaki marketin, Y sokaktaki marketle rekabeti HAKLI rekabet iken, aynı fakülteden , belki de aynı sene mezun, X avukat ile Y avukat arasında, haklı/haksız rekabet yok mudur? Elbette vardır, asgari ücret tarifelerinin yalnızca vergi denetimi bazında incelemeye mahkum olduğu bir düzenek içinde, "sürümden kazanmayı" tercih edecek , vergi kesintilerinden sonra değil %60, %40-30-20 (korkuyorum belki de daha fazlası) ile geçinmeye gönül indirecek veya mecburiyet düşürecek, meslektaşlarımız da olacaktır.

Tüm handikap, eninde sonunda " 'Avukatlık serbest meslektir" ve dahi "Avukatlık kamu hizmetidir" ' " şeklindeki çok bilinmeyenli zorlama denklemde düğümlenmektedir.

Avukatlık serbestçe ifa edilen bir meslektir ya da değildir, kamu hizmetidir, ya da değildir.

Avukatın, kendisini, "Ofiste tacir, mahkeme salonunda Themis'in sureti" hissetmesinin dayanılmaz hafifliği(!) altında ezilmekten azade edilebilmesi, mevcut garabetin de sona ermesi anlamına gelir.

*

Önerileriniz?


(PS: KDV oranı %16 değil, %18 ve gelir vergisinin dilimlere göre oranı da, %15-20-27,44 ve 35 .. şeklinde biliyorum, ilk mesajla bu nedenle uyuşmazlığımız var )


Saygılarımla...