Mesajı Okuyun
Old 25-03-2024, 17:42   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Tanık listesinin ne zaman verileceği konusunda yargıtay uygulaması henüz bir açıklık kazanmamıştır.

HGK aşağıdaki kararında " Basit Yargılama usulüne bağlı davalarda, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespitinden sonra,tanık listesinin verilebileceği" ifade olunmuştur. Aynı doğrultudaki Antalya BAM 10 HD. 26.12.2022 T.2022/3783 E.2022/3773 K. sayılı kararı da basit yargılama usulü uygulanan iş davası ile ilgilidir. Fakat yazılı yargılama usulüne göre görülen davalara ait yargıtay kararına rastlanmamaktadır.

Önceki cevabımda, Yargıtay 2.HD. sinin o tarihteki Başkanı Ömer Uğur GENÇAN'ın ""tanık listesinin 139 m.ye eklenen fıkradaki belge niteliğinde olmadığını , tanık listesinin verilmesi mehlinin ön inceleme duruşmasındaki kararla verileceğini" ifade ettiğini bildirmiştim. Prof.Dr. Muhammet ÖZEKES'in de aynı doğrultuda görüşü vardır.

Sorudaki olayda, hakimin verdiği sürenin HMK.m.139/1.ç'de yazıldığı gibi BELGE ile ilgili olduğu, tanık listesi belge olarak sayılamayacağından bu ihtarın tanık listesini kapsamadığı görüşündeyim. Ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmalarının belli olmasından sonra hakimin vereceği kesin süre içinde delil listesi verme imkanının bulunduğunu,buna rağmen şimdiden de delil listesi verebileceğini düşünüyorum.

YHGK 8.03.2022 T. 2020/605 E. -2022/264 K. Sayılı Kararı

"Diğer taraftan, HMK’nın 240. maddesinde tanık deliline dayanan tarafın tanık listesini sunması gerektiği belirtilmiş ise de tanık listesinin verilmesi gereken aşama açık olarak düzenlenmemiştir.

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere ispat faaliyetinin konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümüne etkili olabilecek vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 320. maddesi gereğince basit yargılama usulünde tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar ön inceleme aşamasında tespit edileceğinden ancak bu tespit yapıldıktan sonra çekişmeli vakıaların ispatı için tanık deliline başvurulmasının gerekip gerekmediği taraflarca değerlendirilebilecektir.

Bu anlamda olmak üzere dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde soyut olarak tanık deliline dayanan taraf, ön incelemede hâkimin tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tespit etmesinden sonra, hangi konulara ilişkin ve hangi vakıayı ispat için hangi tanığı delil olarak bildirebileceğini belirleyebilir.

Bu itibarla, mahkemece dava dilekçesinde hangi vakıayı ispat için tanık deliline dayandığını belirten davacı vekilinin tanıklarının dinlenilmesi gerekirken tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesi, hukukî dinlenilme hakkının ve bu hakkın alt unsurları olan “iddia ve savunma hakkı” ile “açıklama ve ispat hakkı”nın ihlâli niteliğinde olup adil yargılanma hakkı ile bağdaşmamaktadır."