Mesajı Okuyun
Old 20-06-2013, 11:08   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Hukuka uygun bir karar daha:

T.C.
YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/3311
Karar: 2008/5869
Karar Tarihi: 25.03.2008

ŞİKAYET DAVASI - BORÇLUYA YAPILAN SATIŞ İLANI TEBLİĞİNİN USULSÜZ OLDUĞU İDDİASI - İHALENİN FESHİ İSTEMİNİN SÜRESİNDE OLUP OLMADIĞI - İŞİN ESASINA GİRİLMEDEN İHALENİN FESHİ TALEBİNİN REDDİ HALİNDE ŞİKAYETÇİ ALEYHİNE PARA CEZASINA HÜKMEDİLEMEYECEĞİ

ÖZET: İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemez. Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshi istemi süre aşımı nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin % 10'u oranında para cezasına hükmedilmesi doğru değildir.



(2004 S. K. m. 134)

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

İİK.'nun 134/6. maddesi gereğince kendisine satış ilanı tebliğ edilmeyen şikayetçinin ihalenin feshini isteme süresi ihaleden haberdar olduğu tarihten başlar. Ancak, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez.

Somut olayda, şikayetçi borçlu vekili, dava dilekçesinde, müvekkili borçluya yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu ve müvekkilinin satışı yeni öğrendiğini ileri sürdüğüne göre mahkemece borçluya yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik iddianın incelenerek 24.08.2006 tarihinde yapılan ihalenin feshi isteminin süresinde olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Kabule göre de; İİK.'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir. Bu durumda şikayetçinin ihalenin feshi istemi süre aşımı nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin % 10'u oranında para cezasına hükmedilmesi doğru değildir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 25.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak: Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı