Mesajı Okuyun
Old 14-07-2008, 09:20   #4
hukukcu1985

 
Varsayılan

Bu çalışmada incelenen, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin E. 2002/843, K. 2005/64 sayılı ve 17.02.2005 tarihli kararı ile bu kararın onanmasına ilişkin Yargıtay 19. HD.’nin E. 2005/8774, K. 2006/5232 sayılı ve 15.05.2006 tarihli kararı, tespit ettiğimiz kadarıyla, perdeyi kal­dırma teorisinin Türk mahkemeleri tarafından ismen zikredilmek suretiy­le uygulandığı ilk uygulamalardır. Yerel mahkeme kararında, MK m. 2’de ifadesini bulan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı hukuki dayanak gösterilmek suretiyle, açıkça perdeyi kaldırma teorisine dayanılmıştır. Yargıtay 19. HD.’nin onama kararında ise, diğer gerekçeler yanında, [/font][FONT='Bookman Old Style Italic','serif']“... tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak davalıların sorumlu tutul­masında bir isabetsizlik bulunmamasına ...” [/font][FONT='Bookman Turk','serif']ifadesine yer verilmek sure­tiyle, perdeyi kaldırma kavramının varlığı Yargıtay tarafından açıkça ta­nınmıştır. Böylelikle, perdeyi kaldırma teorisinin, MK m. 2’de ifadesini bulan bulan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı çerçevesin­de Türk mahkemelerince uygulanması konusunda bir kapı açılmıştır. Ge­lişmiş hukuk sistemlerinde mahkemelerin belirli kriterlere bağlı olarak uyguladığı teorinin, hukuk sistemimizde de yerleşmesi takdire şayandır. Diğer taraftan, dürüstlük kuralının uygulanması suretiyle, biçimsel te­mele dayanan hukuki düzenlemelerin hakkaniyet gereklerinden dolayı ikinci plana atılmasının istisnai durumlara ilişkin olduğu da gözden ka­çırılmamalıdır[/font][FONT='Bookman Turk','serif'](39) [/font]. Bu çerçevede, tüzel kişilik hukuki müessesesinin varlı­ğı kural olarak tanınmalı ve ancak farklı tüzel kişi savunmasının somut olay itibariyle hakkın açıkça kötüye kullanılmasını teşkil ettiği durumlar­da perdeyi kaldırma teorisinin uygulanması yoluna gidilmelidir.