Mesajı Okuyun
Old 16-07-2010, 10:37   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı

Herkes özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir ve bu hak Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi 8.madde ile korunan,güvencelenen bir haktır.

Bu hak kapsamında devletin özel ve aile hayatına müdahale etmemesi bir yükümlülük olmakla beraber,bazen de harekete geçmeme,etkin olarak hareket etmeme de aynı etkiyi yaratabilir ve sonuç bu hakkın ihlali olarak değerlendirilebilir.Bu durum devletin pozitif yükümlülğünün gereğidir.

Bahsettiğiniz 10 yıllık süreçte özel ve aile hayatınızın yasal alanda hala sorunla karşılaşması ve istenmeyen bir hukuk ilişkisinin sürdürülmesine zorlanma bu bakımdan özel ve aile hayatına saygı hakkının (mad.8) ihlali olarak düşünülebilir.

Diğer yandan yaşanan yargısal sürecin uzunluğu ,bir bütün olarak makul sürede adaleti gerçekleştiren yargısal sonuçların alınamaması adil yargılanma hakkının ihlali(mad.6) olarak düşünülebilir.

Yargılama sırasında savunma hakkınızın gerçeklesi için taleplerinizin kabul görmeyişi be bu kapsamda düşünülebilir.

Elbette ki her dava ve özellikleri farklıdır ve bu değerlendirmeler kendi özellikleri içinde değerlendirilmelidir.

Yukarıda bahsedilen konularda AİHM nin pek çok kararı bulunmaktadır.

Kural olarak AİHM e başvurabilmek için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekmekteyse de bazen bu yolların tüketilmesinin imkansızlığı bazen de sürecin kendisi bu zorunluluğu ortadan kaldırabilir.

Bu nedenle iç hukuk yolunun 10 yıl gibi sürede henüz tüketilememiş olması da sözleşmenin ihlali olarak değerlendirilebilir.

AİHM'ne bireyler doğrudan kendileri veya yetkilendirdikleri temsilcileri aracılığı ile başvurabilir.İç hukuk yollarında olduğu gibi AİHM başvurusunda da bir avukatla birlikte hareket etmek uygun olacaktır.Kural olarak tüm avulatların bu mahkemeye bavurma hak ve yetkileri elbette vardır.Aile hukuku ve AİHM başvurusu konusunda deneyimli bir avukattan destek alabilirsiniz.