Mesajı Okuyun
Old 03-05-2009, 20:05   #12
Mehmet Fikri Ateş

 
Varsayılan

Sayın Üstadlarım izninizle tartışmanızı önce tahlil edip,sonra kendi görüşümü söyleyeceğim,daha sonra da avukatlık meslek kurallarından birini görüşlerinize sunacağım.

Sayın Cengiz Aladağ ve Sayın Özge Yücel, savcının taraf olduğu kabulünden yola çıkarak, reddinin mümkün olmadığı ve de pratik yararının bulunmadığını; Sayın muhittinköylüoğlu ise doktrinde savcının taraf olmadığı görüşünün de bulunduğunu, kendi davasında savcı ile husumeti dolayısıyla sorunlar yaşandığından pratikte kabul ettirdiği çözümü belirterek, bir nevi savcının reddinin mümkün olduğunu savunmaktadır.

Kanaatimce,ilk mesajımda belirttiğim gibi savcı bizim hukuk düzenimizde bir taraftır ; reddi yasal düzenlememize göre mümkün görünmemekte ise de bazı durumlarda pratik çözümlere gidilebilir. Her ne kadar savcının reddi -karar mercii olmadığı için- mantıken ve teori olarak pratik bir yarar sağlamaz görünse de ülkemiz uygulamasında savcının yargılama faaliyetine etkisi göz önüne alındığında, yargılanan ve o savcıyla daha önce kişisel husumeti olan kişinin pratik yararı da somut olayın özelliklerine göre olabilecektir.
Elbette bütün olarak hukukumuzda savcının reddi mümkün olmalıdır demiyorum fakat savcılar hala kürsüde hakim(ler)in yanında olduğu sürece, "mutlak olarak savcının reddi mümkün değildir" de diyemiyorum..

Görüşünüze sunmak istediğim avukatlık meslek kuralı ise:
"23- Hakimin reddi, savcıların ve başkaca adalet görevlilerin reddi veya şikayet edilmesi konusunda ve genellikle konuşmalarında ve yazılarında avukat kanunun gerektirdiği gerekçeleri amacı aşmayacak biçimde açıklar. Red veya şikayet dilekçelerinin bir örneği de baroya verilir."