Mesajı Okuyun
Old 01-03-2010, 00:10   #2
Avukat Ali TÜRKER

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, Tüketici mevzuatı ile bir müddet ilgilendim. Eldeki birikimleri kısaca sizinle paylaşayım:
1 - Nihai kullanıcının ticari olmayan (işyerinde kullanım amacı taşımayan) alış verişi nedeniyel uğradığı zararın giderimi konusu, hususiyetle,4077 sayılı yasa ve yanında Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu ile alakalıdır.
2 - Somut olayda, tamir süresi için 30 gün değil, 30 iş gününe dikkat edilmelidir.
3 - 4077 sayılı yasanın 13. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca tamir için gerekli olan azami süre aşılmış ise, burada tüketiciye seçimlik bir hak verilmemekte, '...... veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması hallerinde, tüketici, malın ücretsiz olarak yenisi ile değiştirilmesini satıcıdan talep edebilir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebine karşı satıcı, bayi, acenta, imalatçı-üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar ' denilmektedir. Bu durumda tüketici, başka bir talepte bulunamaz ve yeni bir ürün talep etme hakkını haizdir.
4 - Bu halde Tüketici, hakem heyetinden ürün teslimine dair talepte bulunacaktır. Heyet, süre aşımı nedeniyle ürünün ayıpsız misli ile değişimine karar verecek, tüketici bu hükmü ilamların icrasına dair hükümler uyarınca ve eşya teslimi talebiyle icra takibine geçecektir.
5 - Ürünün ayıpsız misli ile değişimi söz konusu olamıyor, ifanın imkansızlığı söz konusu ise, bu durumda, 4077 sayılı yasada özel ve bu durumu düzenleyen açık bir hüküm olmadığından, Borçlar Kanunun menkul satışına ilişkin durumlarda, satıcının sorumluluğu esaslarına göre, tüketici ifanın imkansızlığı nedeniyle aktin feshi ve bedel iadesi talebinde bulunabilecektir.
6 - Tüketici, ürün nedeniyle bir maddi veya manevi zarar görmemiş ise, sanayi ürünlerinin arızalanması nedeniyle yasanın izin verdiği sürede tamirde geçen ve kasti olmamak şartıyla süre aşımı hallerinde salt bu nedenlere dayanıarak Manevi Tazminat talep edilmesi genel uygulamalardan da kıyas yapacak olur isek mümkün gözükmemektedir.
Zira tazminat zarar giderimi olduğuna göre müddei, 818 sayılı Borçlar Kanununun 41. 42. ve 43. maddelerine dikkat etmelidir. Bu maddeler, zarar ve giderimi konusunda talep ve karar verecek hakime tazminatın hangi koşullarda, nasıl tespit edilip ne miktara hükmedileceğinin yolunu genel olarak tarif etmektedir. Arızalanmış ürünün geç tamir edilmesi nedeniyle bir moral bozuluğuna sebep olunduğunun ispatı biraz zor olacak gibi görünmekte. Ancak tamamen istenemez de demiyorum. Arıza, tüketiciye doğrudan bir zarar vermemektedir. İhmal ile verilen bir can sıkıntısı zararı söz konusudur. Burada hakimin somut olayı nasıl değerlendireceği çok önemli bence. Ederi 900 TL den az olan bir ürünün geç tamiri nedeniyle ne kadar üzüntü duyulabileceği dikkate alınmalıdır. Satıcı tarafın zararına, tüketicinin de aşırı faydalanmasına neden olmayacak bir manevi tazminat bazı durumlarda söz konusu olabilir kanaatindeyim. Ancak bunun ispatı çok önemli olacak.
7 - Burada bence daha önemli olan, Tamirde geçen sürenin uzaması, olsa olsa maddi tazminata konu edilebilir. Nitekim genel uygulamalarımızda, örneğin maddi hasarlı tazminat davalarında, tamirde geçen süreyi maddi tazminata konu ederiz.
8 - Tüketici mahkemeleri, basit yargılama usulünü uygularlar. Hakem Heyetlerinin ise ne yapacağı açıkça belli edilmemiştir. Ne var ki uygulamada kıyas yolu ile aynı yöntem uygulanmaktadır. Hakem heyetleri bu haliyle Basit Yargılama usulünü uygulayan uzlaştırma kurullarıdır. Uzlaşı mümkün olmaz ise sorunu bir karar ile çözer ve verdiği karar ilam gibi infaz olunur. Yasa, Hakem Heyetlerine Mahkeme hüvviyeti vermemiştir. Basit Yargılama usulünün uygulanacağı hususu dahi kıyas yolu ile çıkarılmaktadır. Mevzuatta açıkça mahkeme gibi kabul edilmeyen heyetin manevi tazminat sorununu çözmesi de bu anlamda beklenilmemelidir. Kalem personeli olmayan, harç uygulaması bulunmayan, vekalet ücretine de hükmetmeyen, gıyapta ve dosya üzerinde heyet halinde müzakere yapabilen, şahit dinleyemeyen hakem heyetlerinin en azından yürülükteki yasalara göre ve bu yapısıyla manevi ve hatta maddi tazminata hükmedebilmesi, kanaatimce pek olası görünmemekte. Uygulamada yapıldığına rastlamadım ama var ise de kanaatimce yürürlükteki mevzuata göre pek yerinde değil.
9 - Maddi ve manevi tazminat konusunda, tüketicinin sorunlarının en ucuz ve hızlı yollardan giderimi için, tüketici mevzuatında yeniden düzenleme yapılması gerektiği kanaatindeyim. Selam ve saygılarımla....