Mesajı Okuyun
Old 26-06-2007, 15:14   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
1982 AY. Madde 152 - Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.

Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.

Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.

Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.


Esasen her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceği, kazanılmış hakları etkilemeyeceği, yanı sıra AY Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği ilkesi düşünüldüğünde, temyiz etmesi gereken yan davacı taraf gibi görünse de, Anayasanın 152/3-cümle sondaki açık düzenlemesi gözetildiğinde, somut uyuşmazlık iptal kararı verilinceye dek karara bağlanamamış olduğundan Mahkemenin iptal kararı nedeniyle dayanaksız kalan davayı reddetmesi yöntem ve yasaya uygun, ancak doğrusu vicdani kanaate de aykırı görünüyor.

Sanıyorum yerel Mahkeme de bu düşünceyle hareket etmiş. Ama usule bakarsanız, reddedilen davada davacı yararına vekalet ücretine hükmetmek, gerekçesi ne kadar hak ve adalet duygusuna uygun olursa olsun, yasaya uygun düşmüyor.

Kararı temyiz etmelisiniz.

Saygılarımla...