Mesajı Okuyun
Old 05-12-2011, 13:41   #23
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Hukukun teorisini, ferlsefesini, tarihini ve sosyolojisini bilmek içinse, teorinin, felsefenin, tarihin ve sosyolojinin ne olduğunu bilmek zorundadır hukukçu.
Felsefe ''olan hukuk'' ile ilgilenmez. Felsefe ''olması gereken hukuku'' anlatır. Hukukçu ise ''olan hukuku'' öğrenmek ve uygulamak zorundadır.

Bu anlamda, felsefe öğrenmesi gereken hukukçu değil, kanun koyucudur. Hukukçu olması gereken hukuku uygulayamaz: hukukçu olan hukukla bağlıdır.

Hukukçu, hukukun yanı sıra felsefeyi de öğrenebilirse hukukçu - filozof olur; daha büyük hukukçu olmaz. Felsefenin olması gereken hukuku anlatmasıyla hukukçunun hukuk bilgisi genişlemez; felsefe bilgisi genişler.
Alıntı:

Hukuk felsefesi konusunda sizinle aynı fikirde değilim. Hukuk felsefesinden ve felsefeden etkilenmiyen hiçbir hukuk sistemi yoktur. Her hukuk sisteminin ve her devlet yapısının temelinde ya bir bir felsefi ya da bir dini düşünce yatar.
Hukukun etkilenmediği bilim yoktur. Örneğin tıp da hukukla ilgilidir. Bu ilgi Adli Tıp olarak adlandırılır. Ama adında ''ADLİ'' olduğuna bakmamak gerekir: Adli tıp tıp biliminin bir dalıdır; hukukun dalı değildir. Hukuk felsefesi felsefenin bir dalıdır; hukukun dalı değildir.

Hukuk ayrı bir ağaçtır. Hukuk aynı ormanda aynı yağmurlarla beslense bile diğer ağaçlardan ayrıdır.

Hukukun dalları ile siyaset biliminin dalları birbirine girebilir. Hukukun dalları ekonominin dallarının gölgesinde kalabilir. Ama ağaçları birbiri ile karıştırmamak gerekir. Meyveleri farklıdır.

Sonuç olarak ''ilgilidir-etkilidir'' diyerek hukukçuya hukuk dışında bilim yapma zorunluluğu getirilmesi hukuka zarar verir. Hukukçuya tıp, ekonomi, felsefe gibi bilimler öğretilmeye kalkılırsa hukuk eğitimi güdük kalır. Hukukun alanı geniş olduğundan hukukçunun zamanı dardır.

Hukukçu ömrünü hukukla geçirmezse iyi bir hukukçu olamaz. Hukukçu ömrünü hukukla geçirirse belki iyi bir hukukçu olabilir.

Saygılarımla