Mesajı Okuyun
Old 20-11-2007, 20:52   #8
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Belirli süreli iş aktinde zaten işe iade sözkonusu değil, meğer ki işin süreklilik niteliği olsun ve ya zincirleme sözleşme yapılması kanuna karşı hile sayılsın.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/17429
K. 2005/20761
T. 13.6.2005
• HAKLI NEDENLE FESİH ( İşverenin Hizmet Aktini 5. Maddeye Dayanarak Geçici Süre İle Davacıya Başka İle Göndermesi Ve Davacının Bu Yere Gidip Birkaç Saat Çalıştıktan Sonra Çalışmaya Devam Etmeyerek İşyerinden Ayrılması Nedeniyle )
• HAKSIZ FESİH ( 6 İşgünlük Hak Düşürücü Süre İçinde Fesih Hakkı Kullanılmadığı Takdirde Fesih Haksız Hale Geleceği/Ancak Geçersiz Hale Gelmediği - Ancak Geçersiz Hale Gelmediği )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( 6 İşgünlük Hak Düşürücü Süre İçinde Fesih Hakkı Kullanılmadığı Takdirde Fesih Haksız Hale Geleceği/Ancak Geçersiz Hale Gelmediği - İşe İade Talebi )
• İŞE İADE TALEBİ ( 6 İşgünlük Hak Düşürücü Süre İçinde Fesih Hakkı Kullanılmadığı Takdirde Fesih Haksız Hale Geleceği - Ancak Geçersiz Hale Gelmediği )
4857/m.18, 25, 26
ÖZET : İşveren 23.3.2004 tarihli ihtarname ile 4857 sayılı Kanun 25/II-h bendi ve hizmet akti 5.madde uyarınca 6 işgünlük süreden sonra akti fesh etmiştir.

Belirtmek gerekir ki 6 işgünlük hak düşürücü süre içinde fesih hakkı kullanılmadığı takdirde fesih haksız hale gelir. Ancak geçersiz hale gelmez. Bu nedenle işverenin hizmet akti 5. maddesine dayanarak geçici süre ile davacıya başka ile göndermesi ve davacının bu yere gidip birkaç saat çalıştıktan sonra çalışmaya devam etmeyerek işyerinden ayrılması nedeniyle aktin feshinin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve İşe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kabul etmiştir.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, aktin haklı ve geçerli bir neden olmadan fesh edildiğini iddia ederek feshin geçersizliğine ve işe iadesine, boşta geçen süre ücretine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

Davalı ise aktin 4857 sayılı Kanun'un 25/II-h maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur.

Mahkemece davacının işverence Şanlıurfa Bilecik Barajında görevlendirildiği görevlendirme tarihi ile fesih tarihi arasında 6 günlük sürenin geçtiği feshin haksız olduğunu kabul ederek feshin geçersizliğine ve işe iadesine, boşta geçen süre ücretine 8 aylık tazminata hükmetmiştir.

Taraflar arasındaki yazılı hizmet aktin 5.maddesinde "şirket, personeli sözleşme süresince yurt içinde ve dışında geçici veya daimi olarak görevlendirilebilir ve görev yeri ve sonucunu değiştirebilir." Şeklinde hüküm mevcuttur.

Somut olayda davacı 12.3.2003 tarihinde tebellüğ ettiği görevlendirme yazısı ile 15.3.2004-15.4.2004 tarihleri arasında Birecik Barajı daimi sitesinde eğitim amaçlı görevlendirilen ve görevlendirme yazısına istinaden Birecik'e gitmiştir. İşveren 18.3.2004 tarihli noter vasıtasıyla davacı işçiye gönderdiği ihtarnamede görev yerine gitmesine rağmen çalışmak istemediği, geri dönmek istediğinin belirtmesi nedeniyle hizmet aktinin 5.maddesi belirtilerek görev yerine gidip çalışması aksi halde aktin haklı nedenle feshedilmiş sayılacağı bildirilmiştir. Davacıda 19.3.2004 tarihli ihtarnamesi ile görevlendirildiğinin aktin feshi için baskı kurmak amacıyla düzenlendiği önceki işini yapmaya devam etmek istediğini belirtmiştir.

İşveren 23.3.2004 tarihli ihtarname ile 4857 sayılı Kanun 25/II-h bendi ve hizmet akti 5.madde uyarınca 6 işgünlük süreden sonra akti fesh etmiştir. Belirtmek gerekir ki 6 işgünlük hak düşürücü süre içinde fesih hakkı kullanılmadığı takdirde fesih haksız hale gelir. Ancak geçersiz hale gelmez. Bu nedenle işverenin hizmet akti 5.maddesine dayanarak geçici süre ile davacıya başka ile göndermesi ve davacının ise bu yere gidip birkaç saat çalıştıktan sonra çalışmaya devam etmeyerek işyerinden ayrılması nedeniyle aktin feshinin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir. Davacı yargılama aşamasında işverenin kendisine görevi ile ilgili olmayan işler yaptırılması nedeniyle Birecik'te çalışmadığını iddia etmiş ancak dinletmiş olduğu tanıklardan sadece bir tanesi görgüye dayalı olmayan davacının duyduklarını anlatan ifadelerde bulunmuştur. Dosya içeriği itibarıyla davacı bu yöndeki iddiasını da ispatlayamamıştır. Bu nedenle davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.

4857 sayılı Kanun'un 20/3.maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçe ile

1.Davanın reddine,

2.Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

3.Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 350 YTL.vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

5.Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.6.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx