Mesajı Okuyun
Old 06-03-2007, 23:22   #24
calikusu_kamuran

 
Acil Teşekkürler, Syn SNOW



[quote]
Hatta kendinize göre yazılarımda doğru olduğunu kabul ettiğiniz noktalarıda 'bu
söylediğiniz doğru' şeklinde onayladığınızı görüyor ve anlaşıldığım için mutlu
oluyorum. Söyledikleriniz bir tespittir. İnsanın ezberciliğe kaçmaması ne
söylediğinin farkında olması söyledigi şeylerin tecellisinin beyninde oluşması
gerektiği hususunda hemfikirim.
İnsan gücü yettiğive değiştirebileceği şeylerle uğraşmlı. Katılır mısınız bilemiyorum?
[/quote]

Syn. Snow, yazınızda baştan sona, göz önünde imişçesine bir tasviriniz beyan olmuş, bu yönüyle teşekkür ederim ki yazdıklarımız asıl öğreticiliğini bu sayede(sebeple) kazanmaktadır. Doğrusunu isterseniz, anlaşılmak benim de ta baştan beri en çok istediğim ve değerli meslektaşlarıma kendimi anlatamamazlıktan sürekli yakındığım bir durumlardı. Ki zaten(kendisi olarak) sözlerimizi beyanın amacı karşı tarafça anlaşılmak değil midir? Ben beynimde kendimi anlaşılır bir insan olarak addetsem ve fakat anlaşılmasam, aklımdaki var edilen varlığa(değere) aykırı bir oluşum(somut oluşum) doğmuştur artık ki bu insanı berbat eden bir durum. Yani isteğim(aklımda var ettiğim) dış alemde oluşmamaktadır böylece. İnsan BENZETME GİBİ BİR KAVRAMDAN yararlanmalı ki gördüğüm kadarıyla bunu gayet kamil bir şekilde icra etmişsiniz, bu yönüyle teşekkür ederim. Ayrıca geleyim, yukarıya da almış olduğum en alt kesimdeki cümlenize, ben, zaten(kendiyle) görmektesiniz ki kendi gücümün yetmiş olduklarıyla meşgaleyim. Ki en azından akıl alanıma HAKİMİYETİMİ ne şekilde(sebeple) icra edeceğimi aramaktayım. Yani gücümün yetmediği dış dünyaya el uzatmaktansa en azından akıl alanım bana ait bari onu olması gereken yerine(kavramına-formeline) oturtayım diyorum. Yani size salt düşünce ile değil fiilen de katılmış bulunmaktayım, Saygıdeğer Üstadım.


İlave olarak şunu belirteyim, eğer Sizi okumuyor ve anlamaya çalışmıyor olsam aklımdaki bir tek sorunun bile cevabı(vesilesi) olacak materyali başka nerede bulacağım ki. Akıl kendisi yeniden icra etmeli kendinde ki bunun için bir vesileye gerek duyar. Burada bir sorunu çözebilmem için vesile olarak görünen şey yani temas etmem gereken şey SİZİN ANLAMLARINIZA temastır ki onun adı da ANLAMAKTIR. İşte anladıktan sonra görürsün ki bu benim aradığım sonuç için EN YETİLİ kavramdır veya değildir. Bazen öyle anlar olur ki SADECE BİR TEK KELİMEYE BEYNİN TEMAS ETTİĞİ ANDA, yani kulağın veya gözün o sözcüğü veya varlığı veya durumu DUYUMLADIĞI anda ŞIP DİYE BEYNİNDEKİ BİR ÇOK SORUNUN ÇÖZÜMCÜSÜ oluverir. Şu an elimde okuduğum, felsefeye girişle ilgili kitapta SOMUTUN SEYİRCİSİ OLMAK diye bir kavram, bazı şeyleri daha net görmeme sebebiyet verecek kadar büyük bir YETİDE OLABİLMEKTEDİR. Yani birine öyle bir sözcük derpiş edersiniz ki bazen, karşınızdaki kişinin BEYNİ AYDINLANIVERİR. Bir SERAP SÖZCÜĞÜ İLE BİR SOMUTUN SEYİRCİSİ OLMAK sözcüklerini yanyana koyunuz bakın neler ifade ediyor insana ve oysa bunlar bizim sözcüklerimizdir.
GÖRÜŞ KONUSU: GÖRELİK KONUSU-YANİ BANA GÖRELİK zor zahmet anladık, forum kavramı da görecelilikten gelir ve siyaset kavramı ile eşdeğerdedir. İdeoloji kavramı ile eşdeğerdedir. Demek ki akıl bir yerlere varabiliyor. Şu ana kadar yazdığım YAPISALLIK İLE İLGİLİ TÜM YAZILARIN TAM AKSİ BİR SONUÇ İMİŞ ASLINDA OLAN. Biraz zorlukla oldu ama oldu.
Şimdi başka bir sorun olarak, yalnızca Sizin algılamanızı benim için bir ölçü-kriter olmak adına, yani kendi fikrimin doğruluğunu Sizin fikrinizle(doğrunuzla-varlığınızla) ölçmek adına SABİT kavramını ve TESBİT kavramlarını, sadece beyninizde var olan haliyle TANIMLARSANIZ SEVİNİRİM. Ben bu kavramı aklımda şöyle bir varlığına kazandırdım ama sadece basit bir tanım olarak görünüz lütfen;
SABİT: Herkesin bildiği, herkesin aynı fikirde olduğu şeydir. Yani genel için TEK VARLIĞI-TİPİ OLAN ŞEYDİR. Daha açığı EVRENSEL GÖRELİK SAHİBİ OLAN ŞEYDİR. Yani Ahmet" e Mehmet" e görelik değil de TÜMELE GÖRE TEKLİK KAZANMIŞ OLAN ŞEY-zaman ve mekana göre değişmez yapıda. Biz biliyoruz ki KAVRAMLAR ÖZEL GÖRELİ DEĞİLDİR aksine ZAMAN VE MEKAN OLARAK GENELE GÖRELİDİR. Şimdi biz genel olarak bu kavrama DURAĞANLIK deriz, evet bağlantı kurarsak durağanlık-değişmezlik anlamında olabilmektedir ki TÜM İNSANLARIN BEYNİNDE TEK-AYNI VARLIĞA TAHVİL OLAN ŞEYDİR. Ortadaki TEK BİR VARLIĞA tüm insanların bakması gibi bir şey bu ki bu ortak akılda kendisi olarak hangi tek olan kavrama tekabül eder diye sorulsa aynı-tek şey elde ediliyorsa sabitlik vardır. Öyleyse sabitlik, genel için geçerli olacak sonuca ulaşılmış mıdır ulaşılmamış mıdır veya genelin vardığı sonuç mudur yoksa özelin vardığı bir sonuç mu vardır ortada denir. Örneğin hayatta, DÜNYA tektir diyelim somut varlık olarak. Yani onların şekil ve şemali akıldan akıla değişmezdir. Şimdi buradan çıkışla, BİR TEKLİĞE VARAMAMIŞ-İKİNCİ BİR VARLIK DA OLABİLECEK şey için SABİTTİR diyebilir miyiz? Elbette ki hayır, ÖYLEYSE sabitlik kavramı ŞÜPHESİZLİK kavramı ile bir ve aynı kavramdır diyebilir miyiz? Yani bir konunun kavramsal karşılığı olarak her beyinde aynı şeyi göreceğiz, tek tek beyinlere baksak ve eğer beyinlerden birinde görünümü farklı ise şüphesizlik yoktur çünkü ikinci bir ihtimal olarak orada görünmüştür. Hakimin verdiği karar-kavram-hüküm, genelin hükmü olduğuna göre ortada olan şey herkes için aynı olan şey olmak zorundadır. Eğer tek bir sonuç varsa ortada yani ikinci ihtimalli olan yoksa, KARAR denir buna. Onu da KESİNLİK kavramı ile elbette ki tanılayabiliriz. Fakat kesinlik kavramı diğer yandan şarta bağlı olmayan anlamı da taşıyabilmektedir, yani EVRENSELE bağlılık KESİNLİK ANLAMINI ifade ediyor veya KESİNLİK: Kendisi ile sabitlik anlamını taşıyor. Veya bağımsız-şartsız varlığı olan. Şimdi buradan KENDİSİ İLE SABİT OLMAYAN: Şeklidir mi diyoruz bizler? Eğer öyleyse ŞEKLİLİK, görelilik midir? Diğer yandan ise MUTLAKLIK kavramını da KESİNLİK ile aynı anlamda kullanabiliyoruz. Peki biz ŞARTA BAĞLILIK(yani mutlaklıkın tersi) kavramını NİSBİLİK anlamında kullanıyor muyuz?


Şimdi biz GÖRELİ(Nisbi) kavramı ile MUTLAK kavramını birbirine dolaştırmış gibiyiz bence. Biz şarta bağlılık ile nisbilik kavramını karıştırmış olanları da kitaplarda okumaktayız gibi. Şarta bağlı olarak GENEL GEÇERLİ olabileceği gibi, şarta bağlı olmaksızın da genel geçerli(genel görelikli) olabilir. "İş bana kalırsa, durum böyledir" demek de göreceliliktir, nisbiliktir.

SONUÇ OLARAK; FORMELLİK, GÖRECELİLİKTİR. Dolayısıyla ŞEKLİLİK, GÖRECELİLİK DEMEKTİR. SİYASETTE YİNE GÖRECELİLİK DEMEK İKEN, HUKUK VE HAK EVRENSELLİK YANİ HERKESE GÖRELİK DEMEKTİR. AYNI ŞEKİLDE İDEALLİK DE GÖRECELİLİK DEMEKTİR. FORUM KAVRAMI DA GÖRECELİLİKTEN GELİR. BİÇİMSELLİK YİNE GÖRECELİLİK DEMEKTİR.

Zaman göreli ise, amacımız onu mutlaklaştırmaktır. Evrensel kümenin alt kümesi olan ile evrensel kümenin alt kümesi olmaksızın var olan değerler/varlıklar farklıdır. Yazı neden yazarız, zamana göre değişiklik oluşmasın diye ki mühürler bile değişmezlik içermesi için metala kazınır veya değişmez bir şeye. Evrenin tekil varlığı ile alt kümenin tekil varlığı farklıdır, biri evren için geçerli iken diğeri ise alt kümenin varlığı şartıyla geçerlidir. Peki buna göre şeklilik, görecelilik midir? O halde kendisi ile var olan kesindir, kendisi ile var olmayan ise görelidir, öyleyse dolaylı olarak ifade edilen şeklidir ki doğrudan kendisinden görülmeyip bir başka yerin(özel bir yere göreli) gözünden görmekteyizdir. Ahmete göre hak olarak algılanır, ama genele göre hak olarak algılanmaz. Buradan siyaset kavramını ben görelilik olarak beyan etmiştim, somut alemde bir konuşmada, hak kavramı ise evrensellik içerir demiştim. Ahmete göre haktır ama bana göre hak değildir diyorsak siyasidir bu denir. Ben desem ki x tümelin bir uzvudur-işidir-tanımıdır-kavramıdır-değişmezidir, fakat y ise özelin bir uzvudur-işidir-tanımıdır, işte burada görelilik ile evrensellik açıklanmaktadır. Genelin tanıdığı, özelin tanıdığı. Ben bir varlık olarak asla bu varlığı kabul etmem diyen genel mi özel mi? Özelin varlığı, genelin varlığı elbette farklı şeylerdir. Sabit herkes için var kabul edilen, zaman ve mekan olarak değişmeyip varlığı evrence doğrudan tanınandır. Yapısallık-görelilik-formellik-nisbilik aynı tarafa oturuyor o zaman. Tesbit(kendi asıl tekliğine ulaşmak). Ortada kainatta dünyanın tekliği gibi, kavramların da tekliği mevcuttur. Kararlılık, teklik anlamındadır. Bir değişmeze varılamamıştır demek, ortak değişmeze varılamamıştır demektir. Tüm zaman ve mekandaki şahıslar için geçerli olan bir değişmeze varılamamıştır deniyorsa, özele göreli bir sonuç olsa bile genele göreli bir sonuca varılamamıştır. Zaman ve mekan için tek olacak bir sonuca ulaşılamamıştır. KARAR: SABİT, ŞÜPHE: DEĞİŞKEN. Bir karara ulaşamadım bir kavrama ulaşamadım demektir ki kavramlar değişmezdir öyleyse kararlar da değişmezdir.


SAYGILARIMLA....kendi kendime yazışmamdı denebilir.