Mesajı Okuyun
Old 30-09-2006, 00:57   #10
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Aslında karara konu olayın olayımızla benzeşmediği hususunda haklı olduğunuzu söylemeliyim. Kararı dikkatli okuyunca ben de farkettim. Bir açıklama yazacaktım ki siz karşı görüş belirttiniz. 178. maddedeki zamanaşımı Medeni Kanunda Boşanmayla ilgili V. bölümün son maddesi olarak düzenlenmiş. VI. Bölüm ise Mal Rejiminin Tasfiyesi başlığını taşıyor ve bu ayrı bölümde bir zamanaşımı vurgusu yapılmamış. Sn. Yücel Kocabaş'ın sunduğu bilgilerde yer aldığı üzere Prof. Ahmet KILIÇOĞLU'nun görüşü akla yakın gelmekle birlikte bu kadar uzun bir zamanaşımının uygulanmasının da her iki taraf için de boşanma evresinden sonraki hayatlarını böylesi bir dava tehdidi altında geçirmelerinin de kişiler açısından çekilmez olacağı düşünülebilir. Zira 241. maddede düzenlenen 3. kişilere karşı dava açılmasına ilişkin süre de 1 ve 5 yıl olarak düzenlenmiştir. Buradan kanunkoyucunun çok uzun süreler boyunca tarafların dava tedhidi altında yaşamalarını amaçlamadığına dair bir düşünce içerisinde olduğuna kanıt olarak gösterilebilir. Zira Asıl davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu düşünüldüğünde eşlerden birinden karşılıksız kazanım elde eden 3. kişiye açılacak davanın 1 ve her halde 5 yıllık süre ile sınırlanması izah edilemez. 3. kişiler lehine yapılan karşılıksız kazandırmaların geri alınması için öğrenme tarihinden itibaren 1 ve her halde mal rejiminin sona ermesinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüş ise ki bu karşılıksız kazandırmalar artık değerin bir unsuru olması lazım gelen ve artık değeri azaltan bir takım tasarruflardır. Bu durumda artık değer içinde yer alması gereken bir unsura ilişkin dava süresi 1 ve 5 yılla sınırlanmışsa, artık asıl talep hakkının bundan daha uzun bir süreyi kapsayabileceği kabul edilemez. Bu tip kazandırmalar çoğunlukla mirasçılar lehine yapılacağından, kıyasen Miras Hukukuna ilişkin sürelere de gidilse yine tenkis (ki medeni kanunda miras hükümlerine yollama yapıyor) davası için öngörülen süre ile sınırlanmış durumdayız. Kaldıki edinilmiş malların tamamı 3. kişiye devredilmişse örneğin 6. yıla girildikten sonra açılacak mal rejiminin tasfiyesi davası da bu şekilde anlamsızlaşacaktır. Zaten eşin de boşanma kararının kesinleşmesi evresinden sonra çok uzun bir süre üzerinde hakkı olduğunu düşündüğü bir takım malların kendisine teslimi için beklemeyeceği ve sürecin ardından bir an evvel dava hakkını kullanmak isteyeceği muhakkaktır.