Mesajı Okuyun
Old 07-02-2010, 14:14   #4
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

Meslektaşlarımızınn görüşlerine aynen katılıyorum. Olayı şöyle düşünelim. Müvekkiliniz beraat etmeyip de mahkum olsa idi, katılma talebi olmadığı ve katılan vekili de olmadığı için aleyhinde vekalet ücretine hükmolunmayacaktı.
Bu sebeple, katılma talebi olmadığı için lehinize müştekiden alınmak üzere vekalet ücretine hükmedilmemesi doğrudur. Çünkü; müşteki davada söz sahibi olmamıştır. (Yani katılma talebi olmadığı için taraf sıfatı yoktur. Mesela hükmü temyiz edemez)
Ancak mahkeme Hazineden alınmak üzere size vekalet ücreti ödenmesine hükm etmelidir. Çünkü burada Devletin temsilcisi olan C. Savcısı müvekkiliniz hakkında bir dava açmış ve müvekkilinizin beraatine karar verilmekle, tabiri caizse haksız yere dava açmıştır. Bunun sonucu olarak da hazine müvekkilinize vekalet ücreti ödemek durumundadır. Hükmü temyiz ederseniz, arkadaşlarımızın da belirttiği şekilde düzelterek onama çıkacaktır.
T.C.
YARGITAY
8. CEZA DAİRESİ
E. 2007/13484
K. 2008/1110
T. 25.2.2008
• VEKALET ÜCRETİ ( Beraat Eden Sanıklar Vekalet İle Temsil Edildiğinden Maktu Ücreti Vekaletin Hazineden Alınarak Sanıklara Verilmesinin Yerinde Olduğu )
• BERAAT EDEN SANIKLARA ÜCRETİ VEKALET ÖDENMESİ ( Hazineden Alınarak - Sanıkların Vekalet İle Temsil Edildiği )
• CEZA YARGILAMASI ( Beraat Eden Sanıkların Vekalet İle Temsil Edildiği - Maktu Ücreti Vekaletin Hazineden Alınarak Sanıklara Verilmesinin Yerinde Olduğu )
• AVUKATLIK ÜCRETİ ( Maktu Ücreti Vekaletin Hazineden Alınarak Sanıklara Verilmesi - Beraat Eden Sanıkların Vekalet İle Temsil Edildiği )
5271/m. 324/1, 327/2
1412/m. 409/2
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ( 2007 yılı ) /m. 13/5

ÖZET : Türkiye Barolar Birliği'nce düzenlenen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ( Tarife ) 13/5. madde-fıkrası ile beraat eden sanık yararına vekalet ücretini hazinenin ödemesine ilişkin düzenlemeyi yürürlüğe koymuştur. Tarifenin 13/5.maddesindeki düzenleme doğru ve yerindedir.

DAVA : İşkence yapmak suçundan sanıklar Y.Ö., A.İ.B. ve M.D. haklarında yapılan yargılama sonucunda sanıkların beraatine, 2007 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5 maddesi uyarınca, sanıklar vekalet ile temsil edildiğinden, 1000 Yeni Türk Lirası maktu ücreti vekaletin hazineden alınarak sanıklara verilmesine dair ( ESKİŞEHİR ) Ağır Ceza Mahkemesinin 16.02.2007 tarih, 2005/255 esas, 2007/51 sayılı kararı ve dosyası ile ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre, beraat eden sanık lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi gereğince hazine aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda beraat eden sanık yararına vekalet ücretine karar verileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.11.2007 gün ve 57424 sayılı, kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığından 11.12.2007 gün ve KYB/2007-57424 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdi kılınmakla incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesi ile “yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin” belirlenmesi görevi Türkiye Barolar Birliğine ( TBB ) verilmiş ve TBB’de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ( Tarife ) 13/5. madde-fıkrası ile beraat eden sanık yararına vekalet ücretini hazinenin ödemesine ilişkin düzenlemeyi yürürlüğe koymuştur.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ( CMK ) 324/1. madde-fıkrasına göre avukatlık ücreti yargılama giderlerinden olup ve yine aynı CMK.nun 327/2. madde-fıkrası uyarınca beraat eden “kişinin önceden ödemek zorunda kaldığı giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir.” Öte yandan “29.5.1957 günlü 4/6 ve 2.5.1956 günlü 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarında da yargılama giderlerinin neler olduğu sayılmış; karşı tarafa yüklenecek olan avukatlık ücretinin de bu giderler arasında olduğu açıkça belirtilmiştir.” ( Bkz. Murat Aydın; Beraat Eden Sanık Yararına Avukatlık Ücretine Hükmedilmesi Kanuna Aykırı Değildir. “ Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Sayı:18, Şubat 2008, s.159-167 ) Mülga CMUK.nun 409. maddesinin 2. fıkrasındaki “Bir kimsenin evvelce ödemek mecburiyetinde kaldığı masraflar, Devlet hazinesine tahmil olunabilir.” Şeklindeki düzenleme ile CMK.nun 327/1.maddedeki düzenlemenin aynı olduğu ve CMUK.nun meriyette olduğu evrede uygulamanın ve özellikle Tarife’nin bu biçimde düzenlenmediği ileri sürülebilirse de ( Bkz. Zekeriya Yılmaz; Beraat Eden Sanık Yararına Vekalet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Tarife Hükmünün Kanuni Bir Dayanağı Bulunup Bulunmaması Sorunu” Terazi Aylık Hukuk Dergisi, Sayı:15, Kasım 2007, s.71-82 ) Tarife’nin 13/5. madde-fıkrasındaki hükmü geçersiz kılmayacaktır. Kaldı ki “CMK.nun 150/1. maddesi uyarınca; hakkında bir ceza davası açılan kişi bir müdafii ( avukat ) seçebilecek durumda olmadığını beyan ettiği” takdirde kendisine baro tarafından görevlendirilen bir avukat atanacak, sanık bu avukata herhangi bir ödeme yapmayacak ve ücreti de HAZİNE tarafından karşılanacağı gibi dava sonunda beraat etmesi halinde de önceden ödenen bu ücret HAZİNE üzerinde kalacaktır. CMUK.nun meriyette olduğu dönemde de aynı düzenleme mevcut olmasına karşın, Tarife’nin 13/5. maddesi hükmü bulunmadığından avukatla kendisini temsil ettiren ile Baro tarafından müdafii tayin edilen sanık arasındaki eşitsizlik tarifenin anılan hükmüyle de giderilmiş bulunmaktadır.

Beraat eden sanığın CMK.nun 141. ve devamı maddeleri uyarınca bu konuda dava açma imkanı da bulunmadığı gözetildiğinde, ki anılan ve davamı maddelerinin yer aldığı bölümün başlığının “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” olması ve ancak bu maddede belirtilen sayılı ve sınırlı nedenlerle dava açılabilmesi ve bunların içinde de beraat eden sanığın önceden avukatına ödediği ücretin yer almaması CMK.na göre ceza yargılamasında davayı münhasıran Cumhuriyet Savcısının açmak durumunda olması ve bunu da Türkiye Cumhuriyeti devleti adına yapması ve dolayısıyla davada Devletin taraf olması karşısında Tarifenin 13/5.maddesindeki düzenlemenin doğru ve yerinde görülmesi gerektiği nazara alınarak Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.11.2007 gün ve 57424 sayılı yazılarına atfen Yargıtay C.Başsavcılığından 11.12.2007 gün ve 256243 sayılı kanun yararına bozma istemli ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden,

SONUÇ : Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesinin 16.2.2007 tarih ve 2005/255 esas, 2007/51 sayılı kararının kanun yararına bozma talebinin ( REDDİNE ) , dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına tevdiine, 25.02.2008 günü oybirliğiyle karar verildi.