Mesajı Okuyun
Old 26-08-2006, 22:33   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Sayın Kayar,

Benim düşüncemse, katkı payı alacağı ile, edinilmiş mal kavramlarının halen birbirine karıştırıldığı ve uygulamanın da arapsaçı olduğu yönünde.

Aşağıya yazacaklarım, tümüyle kişisel yorumumdur. Tartışmaya devam ederek, bu konuya netlik kazandırabiliriz umudunu taşıyorum.

Mesajınızda bahsi geçen "nakdi alacak hakkının" katkı payı isteklerine bağlı tazminat/alacak davaları için sözkonusu olduğunu düşünüyorum.

Yine katkı payı isteklerinin de, yalnızca "kişisel mallar" için sözkonusu olduğunu. Yani farzedelim ki A taşınmazı tapuda 01.01.2002 tarihinden önce adına kayıtlı olan kadın, bu taşınmaz mal ayrılığı dönemine ait olmakla benimdir diyor. Davalı koca da, hayır, taşınmazın %75 i benim katkımla alındı diyor ve katkı payını talep ediyor. (Aslına bakarsanız burada da davalı koca, %75 oranında tapu iptali neden talep edemesin ki?)

Edinilmiş mal rejimindeki mallar, edinilmiş mallarla, kişisel mallardan oluşuyor. Edinilmiş mal olarak kabul görecek mallar, 01.01.2002 tarihinden sonra alınılmış ve başkaca mal rejimi seçilmemiş olduğu takdirde, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde, eğer taşınmaz adına kaydedilen eşin, önceki bir kişisel malının satışı ve onun yerine ikamesi şeklinde alınmamışsa (veya bu iddia edilmezse), ya da karşılıksız kazandırmalarla (miras, piyango vb.) alınmamışsa, edinilmiş mal olarak kabul görüyor.

Burada bir parantez açmalı. Üstteki paragrafta anlattığımız şekilde "edinilmiş mal" olan taşınmaz üzerinde, sadece bu taşınmaz bazında bakarsak, eşlerin sahiplik yüzdesi nedir? (%50-%50 den farklı bir oran düşünebilir miyiz?)

Bence hayır. Yine tekrar ediyorum ki, sadece o taşınmaz bazında ele aldığımızda ve varsayalım ki, sadece o taşınmaz çekişme konusu olduğu takdirde.

Bu durumda, neden tapu iptal ve tescil talebiyle Mahkeme karşısına çıkılamasın ki?

Saygılarımla...