Mesajı Okuyun
Old 19-02-2008, 15:00   #1
Av. Arzu Erkol Dursun

 
Acil İş Kanunu m.25/II-ı bendine göre iş akdinin feshi

Değerli Meslektaşlarım,

Bir bankanın şubesinde, servis görevlisi iken,görevi esnasında,yapmış olduğu trafik kazası neticesinde,araçta bulunan güvenlik görevlenmesinin yaralanmasına ve araçta maddi hasara sebep olan müvekkil 25.01.2008 tarihi itibariyle feshi ihbar yapılarak işten çıkarılmıştır.

1-Olaya konu trafik kazası,25.01.2008 den yaklaşık 1,5 ay önce gerçekleşmiştir.Her nekadar,iş kanunu m.26 da,"..diğer tarafın öğrendiği tarihten itibaren 6 iş günü içinde..fesih yetkisi kullanılır" desede, işveren banka olduğundan, böyle bir durumda,disiplin kurulunun fesih ile ilgili kararı,feshe yetkili olan genel müdürün görmesi tarihinden itibaren 6 iş günü içinde fesih yetkisi kullanılması durumundan söz edilmektedir ve buna ilişkin yargıtay kararları da mevcuttur.
Bir yargıtay kararında da "..yetkili organ önüne disiplin kurulu kararı ve eklerinin hangi tarihte gelmiş olduğunun tespiti gerekmektedir,bu tarih tespit edildikten sonra,fesih işleminin 6 günlük süre içinde olup olmadığı sorunu çözümlenmelidir." demektedir.Bunun ise,hakimin doğrudan doğruya yapacağı araştırma sonucunda belli olacağı belirtilmiştir.(YRG.9.HD.16/01/2001,E.2001/15511,K.2002/267)

Dolayısıyla,feshe ilişkin bu 6 iş günü süresinin geçtiği ve süresinde feshin gerçekleşmediğini ileri sürmek ne kadar doğru olur?Dava açmak bize bir fayda sağlar mı?

2-Fesih ihbar belgesinin yanı sıra yine aynı tarihli(25.01.2008) bir ibraname de imzalatılmış,burada müvekkilin bu tarihli dilekçesi ile "İSTİFA etmiş bulunuyorum" ifadesinin yanı sıra,kalem kalem sayılmış;fazla çalışma,hafta tatili..vs ücretlerini tam aldığını,her türlü hak ve menfaatlerinin tarafına tanındığını ikrar ettiğini,bu sebeplerle X bankasından hiçbir alacağının olmadığına ilişkin ibra yazısını,hiçbir tesir altında kalmadan imzaladığını belirttiği bir ibraname var.
Müvekkil, istifa etmesi için bu 1.5 aylık süreçte baskı yapıldığını söylemektedir,bunu ispatlayabileceği tanıkları olduğunu söylemektedir.Yargıtayın işçi lehine verdiği kararları da göz önünde tuttuğumuzda, bu açıdan da yaklaşarak,ibranamenin iradeye fesat karıştırılarak,baskı altında imzalatıldığını iddia ettiğimiz bir dilekçe sunmamız bize ne kadar faydalı olur?ayrıca,ibranamede,istifa ettiğini beyan eden bir cümle,ibranamenin geçerliliğine olumsuz etki eder mi,yoksa böyle bir ibraname geçerli midir?

3-Fesih ihbar belgesinin son cümlesinde,"bankamız zararlarının tazminini talep ve dava hklarımız saklı kalmak kaydıyla.." ifadesi bulunmaktadır.
Aracın kaskosu ve sigortası olduğu ve bunları kasko ve sigortadan temin ettiği halde,banka, böyle bir tazmin talebinde bulunabilir mi?ya da kasko ve sigorta ödemeleri müvekkile rücu edebilir mi?
Ortada süre geçirildiği halde İ.K.m.25/II-ı bendine dayalı yapılmış haksız bir fesih olduğu mahkemece karara bağlanan bir durum olursa,yani açılan bir davada lehimize bir karar çıkarsa,banka,müvekkile ödenmesi muhtemel alacak haklarına,kasko ve sigortadan para aldığı halde,tedbir koydurup kendisi müvekkile tazminat davası açabilir mi?

4-İ.K.m.25/II-ı bendine göre yapılan haklı nedenle feshe karşı,işçinin dava açma süresi nedir? Bu süre İ.K.m.20 deki 1 aylık süre kadar mıdır, yoksa buna ilişkin başka bir süre varmıdır?

Şimdiden yardımlarınız için çok teşekkür ederim.Ceza Hukuku üzerine çalıştığımdan,iş hukuku konusunda biraz zayıf kalmış olmam nedeniyle bilgi ve tecrübelerinizi paylaşmanızı rica ediyorum.

Saygılarımla.