Mesajı Okuyun
Old 17-01-2007, 01:20   #18
mutlakadalet

 
Varsayılan

Sanırım hukuk fakültesinden yeni mezun olanların en büyük sıkıntısı "eee biz fakültede böyle görmemiştik ki;" ibaresini, defalarca söylemek zorunda kalmaları.

Hukuk davaları ile ilgili olarak hiçbir tecrübem yok; ancak birkaç kez ceza davalarına izleyici olarak katıldım. Ceza davalarında, avukatların, müvekkillerini savunmasının ne kadar zor olduğuna da bizatihi şahit oldum. Yaşadığım tecrübe bana gösterdi ki; ceza davalarında savunma yaparken, hakimin zihninde oluşturduğu kararı değiştirebilmek deveye hendek atlatmaktan daha zor. Girmiş olduğum davada avukat, savunmasını yaparken hakim, avukatın yüzüne dahi bakmıyordu. Sanki "hadi ne söylüyorsan söyle de, kararımı vereyim, daha sırada bir sürü dava var" diyecek gibi bir izlenim yarattı bende. Tamam, Amerikan filmlerindekine benzer şekilde bir duruşma olsun demiyorum, böyle bir beklentim de yok zaten; ancak en azından iddia ve savunma makamlarının fikirleri biraz daha çatışsa, daha doğru sonuçlara ulaşılabilir. Savcı iddianamesini yazdıktan sonra iddia makamı olma görevini mahkemede hakime devrediyor gibi bir izlenim oluştu bende. Kamu davası açılmadan önce, savcının aktif rolü, dava açıldıktan sonra da aynı şekilde devam etmemeli midir? Savcının söyledikleri, hakimin gözünde kesin karine teşkil ederken, avukatın söyledikleri adi karine niteliğinde midir yoksa?
Tabi olayın bir de iş yükü boyutu var; iş yoğunluğunu aşmak isteyen ve buna mecbur olan hakimler de çaresiz gibi. Sanırım konunun biraz dışına çıktım.

Buraya mesaj yazmaktaki esas amacım ise bu konuyu açan Sayın Dikici ve bu konuya mesajlarıyla katkı sağlayan/sağlayacak olan tüm üyelere teşekkür etmektir. Bu konu başlığı altında söylediklerinizin altın kıymetinde olduğunun farkındayım. Hepinize ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum.

Saygılarımla