Mesajı Okuyun
Old 01-10-2004, 23:46   #5
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Buralarda bulunan insanlar, geride mağdur(lar) bırakan, suç işleyen insanlar. İnsan onuruna aykırı olmayan asgari şartlar sağlandıktan sonra daha fazlasını istemek ceza vermenin mantığıyla bağdaşmaz. Burada kalan insanlara ceza çektirmenin anlamını ortadan kaldıran imkanların sunulması dışarıda kalan mağdurların veya suç işlemeyen kanunlara saygılı diğer insanların cezalandırılması anlamına gelmez mi?


Sayın sbudak,

yukarıya aldığım alıntı dışında, belirttiğiniz bütün konularda sizinle hemfikirim. Cezaevinde bulunan çoğu kimsenin geride mağduriyet içinde kalan birçok kimseyi bıraktığı konusunda da haklısınız. Cezevinde bulunan kimselerin hakettikleri cezayı çekmeleri, toplum düzenine ve toplum fertlerine verdikleri zararın cezasını çekmeleri konusunda'da size hak veriyorum.

Ama alıntı'daki son cümlenizi sadece Sayın nfb'nin yaptığı alıntıya bir cevap olarak alsak bile, son cümlenize katılmak imkansız bir yerde. "Ceza çektirmek'ten" sadece verilen hapis cezasını kasdediyorsanız mesele yok, ama "burada kalan insanlara ceza çektirmenin anlamını ortadan kaldıran" ifadenizden, "burada kalmanın" dışında bir ceza'nın gerekliliği ortaya çıkıyor. O insanların çekmek zorunda oldukları tek ceza var aslında, o da "orada kalmak", başka bir şey değil.

Bir hukukçu olarak, yazılanları ciddiye almasanız bile, 400 kişilik cezaevine 1200 kişinin doldurulmasının, insanlık onuruna yaraşıp yaraşmadığı konusunu ciddiye almanız gerekir bence.


Alıntı:
İstatistikler toplumda suç işleme oranının gün geçtikçe arttığını gösteriyor. Farklı sebeplerinin yanında, Türkiye'de cezaların caydırıcı olmamasının bu sonucun doğmasında önemli bir etken olduğu herkesin dile getirdiği bir realite. Yani Türkiye'de bir şeyler hep yapanın yanına kar kaldığı için suç işleme oranı gün geçtikçe artıyor.


Türkiye'de bir şeylerin hep yapanın yanında kaldığı konusunda da sizinle hemfikirim*, ama her af'tan kısa bir süre sonra cezaevlerinin yeniden dolduklarını, hem de büyük bir çoğunlukla eski sakinleri tarafından, göz önünde bulundurursak, hapis cezasının caydırıcı etkisinin pek o kadar beklenildiği kadar olmadığını görürsünüz; bunun en iyi örneklerini hapis cezası oranı bakımından Türkiyeden daha hafif cezalar uygulayan ülkelerde, suç oranının Türkiyeye kıyasla daha düşük düzeyde olması gerçeğinde görebiliriz.

Kısaca söylemek gerekirse, hapis cezasının caydırıcılık etkisini o kadar abartmamak gerekir derim; özellikle birçok azılı kabadayının işlerini ve adamlarını cezaevinden idare ettiklerini, cezaevlerinin bazı mahkumlar için bir suç okulu olduğunu hesaba katarsak.

Sayın bir dost,
Sivrisinek örneği bana biraz abartılmış gibi geldi, içlerinde ıslah edilemiyecek derece de suç işlemeye yatkın olanlar olsa bile, ben büyük çoğunluğun çevrenin ve toplumsal diğer bazı şartların etkisi ile suç işlemeye yönlendirildiği düşüncesindeyim.

Abartılmış dememe rağmen sivrisinek ve bataklık örneğinde kalırsak, bu sivrisineklerin yetiştiği kanlanıp canlandığ ve karınlarını şişirdiği bataklık neresi acaba demekten kendimi alamıyorum. Gerçi bahsettiğiniz sivrisineklerin bir çoğu cılız kalmış, karnını şişirme fırsatı bulamamış ya, her neyse.

Eğer sivrisineklerin çoğalmasını gerçekten önlemek istiyorsak; cezaevlerini bir suç okulu olmaktan çıkarmak, cezevelerinden çıkanları topluma yeniden kazandırmak için sosyal programlar oluşturmak gerekir. Aynı bataklığa geri dönerlerse sivrisineklililklerinden kurtulamazlar.

Adalet arabası'nın tekerine çomak sokmamak ve arabanın arızasız çalışmasını sağlamak en başta gelen konu elbette.

Saygılarımla

*Siz burada cezayı genel anlamda kullanıyorsunuz. Konu Cezaevi olduğu için ben sadece hapis cezasını kastediyorum