Mesajı Okuyun
Old 26-05-2022, 16:46   #2
Av. Yakup AYDIN

 
Varsayılan

Merhaba. Öncelikle geçmiş olsun.

Takibe süresi içinde itiraz etmiş olsanız ve alacaklı taraf itirazın iptali davası açsaydı mahkeme genel hükümlere göre inceleme yaparak esas hakkında bir karar verecekti.

Bu aşamada siz menfi tespit davası açarak yine esasa ilişkin bir inceleme yapılmasını sağlayacaksınız.

Menfi tespit davasının reddedilmesi halinde, itirazın iptali için yapılacak yargılamada da aynı sonucun çıkabileceği yüksek ihtimal olacaktır. Diğer bir deyişle, menfi tespit davasının reddine ilişkin gerekçeler, itirazın iptali davasının da kabulüne karar verilmesini sağlayacak hususlardır. Bu nedenle itiraz etmiş olsanız da itirazın iptali neticesinde borçtan kurtulmak mümkün olmayacaksa borçlunun herhangi bir kaybı olmamış olacaktır.

Tabi ki iki davanın ispat şartları ile yargılama sürecindeki icra takibi işlemleri yönünden farklar mevcuttur. Ama anlatmak istediğim husus, bahsettiğiniz sorumluluğun incelenmesinde neticenin değerlendirilmesi gerekeceğidir.

Benzer yönde bir kararı, açıklayıcı ve yol gösterici olması adına paylaşıyorum:

13. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/39878
K. 2017/10454
T. 31.10.2017

Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında hukuken geçerli bir vekalet ilişkisinin kurulmuş olduğu, davalının alacağın tahsiline yönelik olarak açtığı davayı ise takip etmeyerek davanın açılmamış sayılmasına sebebiyet vermek suretiyle, özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığı hususu çekişmesizdir. Bu noktada öncelikle davalı avukatın ihmali ile müvekkili davacının uğradığı zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Öyleyse mahkemece, öncelikle ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/159 esas sayılı dosyası celp edilerek, açılmamış sayılmasına karar verilen davada davacı, dava açma süresi dolmadan vekilden bağımsız olarak dava açsaydı davacının bu davayı kazanma şansının bulunup bulunmadığı gerektiğinde bilirkişi deliline başvurularak tespit edilmeli, bu tespit ile tarafların varsa kusur oranları değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır. Bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.