Mesajı Okuyun
Old 03-11-2010, 09:08   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Muhammet Aydın
2 Hafta önce bir avukat meslektaşımız bürosunun çıkışında tahhüdü ihlalden hapis cezası çıkarttığı borçlunun hapis cezasını borcu ödemediği için kaldırmadığından dolayı arkasında ensesine ahşap tabure ile vurulmak ve devamında tehdit ve hakaretlerle darbedilmek sureti ile yaralanmıştır. Şahıs 7 gün firar etmiş teslim olunca tutuklanmış 5 gün sonra kendisini tutuklayan mahkeme tarafından tahliye edilmiştir. Bunun üzerine ilçede mukim 60 avukat savcılığa itiraz dilekçesi vermiş konu ile baro ilgilenmiş savcılığın bu şekilde sulh ceza mahkemesine itiraz etmesi sağlanmış ancak bu itiraz sonuç getirmemiş devamında asliye ceza mahkemesine yapılan itirazda olumsuz sonuçlanmıştır. Tüm bu süreç içerisinde ilçe avukatlarının olay karşısıda ki tutumu bence örnek denecek kadar doğru tutarlı ve istikrarlı olmuştur. ilçemizde 3 yıl önce bir avukat meslektaşımız yanında kız kardeşiyle beraber öldürülmüş daha öcesinde bir avukat meslektaşımız kurşunla yaralanmız aralarda son 10 yıl içerisinde haciz mahallerinde ve polis karakollarında darb edilme olayları olmuşken bir tavır alamayan ilçe meslektaşlarımın geçte olsa bir duruş sergilemesi bu açıdan olumlu olmuştur. Tüm avukat arkadaşlar;çözüme giden yolda katkı vermeye çalışmış bir yol haritası çizilerek mesleğe karşı bu umursamaz tutum haklı zeminlerde ve haklı bir biçimde anlatılmaya çalışılmıştır. Aslında konu burda bir hukuk mücadelesi içerisinde olan Av.Ömer Kavili üstadımızın verilen ve verilmesi düşünülen tepkilere ilham olmadı dersek hakkını vermemiş olacağım. Avukatların toplu duruşmalarına mazereti fikrine ek olarak duruşmalarda cmk ve hmk ve 1136 sk. değerlendirmesinde tanık yemini ve ceza hükmü dışıda ayağa kalkma zorunluluğu olmadığından bahisle tüm avukatların mesleki bir duruş sergilemesi kararlaştırılmış ve bu gün (02.11.2010) tarih itibari ile durumalarda bu husus hukuki olarak açıklanmak sureti ile DURUŞMALARDA AYAĞA KALKMA TEAMÜLÜ KALDIRILMIŞTIR. Bu hususta bu günden sonra meslektaşlarımızla hakimler arasında gereksiz anlaşmazlıklar çıkabilir ki bu gün çıkmıştır. ancak mesleğimiz için bir kırıma noktası mihenk taşı sayılan bu son fiil ve umursamazlığın duruşumuzu yeniden gözden geçirmemize vesile lduğu ve ne kadar problemli olursa olsun bundan sonra Bafra ilçemizde kendi hakkını savunan avukatın müvekkilin hakkını daha rahat savunacağı muhakkaktır. Duruşmalarda ayağa kalkmak ve/veya sanıkla yan yana oturmanın temini şeklinde arttırılabilecek duruşumuz hakkında gereken zamanlarda zis diğer bilgi sahibi olmak isteyecebilecek kişiler için buraya bir iki cümle yazmayı düşünmekteyim hepinize sevgier selamlar...

Avukatlara yapılan saldırıların çok ciddi sonuçlara gebe olduğu kuşkusuz ortadadır. Bu yöndeki her türlü girişim desteklenmelidir, Devlet tarafından da acilen önlemler alınmalıdır.

Yazınızın giriş bölümünde belirttiğiniz bu sıkıntıdan hemen sonra, ortak duruş adına duruşmalarda hüküm dışında ayağa kalkmamak eyleminizi anlayamadım açıkçası.

Çünkü benim bildiğim kadarıyla Sayın Av. Kavili, duruşmalarda "hüküm fıkrası okunurken hariç" ayağa kalkmamayı bir tepki olarak değil, bir hak olarak algılıyordu! Bu tezini de yasaya dayandırmaktaydı ki hukuk kuralları temelinde haksız değildi!

Şimdi bunu bir ortak tepki olarak sergilemeniz, kanaatimce haklı olan bu duruşun zarar görmesine de neden olabilir. Bu hususu, bir kez daha gözden geçirmenizi naçizane öneriyorum.

Duruşmalarda ayağa kalkmayan avukatlara tepki gösteren Hakim ve Savcılarla empati kurmak, neden tepki gösterdiklerini düşünmek de zorunludur.

Marangoz hatası olarak tabir edilen ama aslında marangozlukla ilgisiz olan kürsü meselesinin aşamalı olarak çözülmesi için biz avukatların da olumlu katkı sunması gerekir.

Mesala ilk öneriyi ben getireyim:

- İcra Hakimliği ve Sulh Hakimliği gibi nispeten kolay davalarda, yani Duruşmasız/Dosya üzerinden de yargılamanın yapılabileceği mahkemelerde, duruşmalar kaldırılmalıdır.

- Meslekte aktif olarak 10 yılını dolduran avukatların ilk derece mahkemelerinde, 20 yılını dolduranların Temyiz mahkemelerinde görev üstlenebilmelerinin temin edilmesi sağlanmalıdır.

- Bu şekilde yapılacak düzenlemeyle eş zamanlı olarak mahkeme kürsüsünde Avukatın da Hakim ve Savcı ile aynı hizada ve gerekmedikçe ayağa kalkmadan yargılamaya katılması sağlanmalıdır.

Böyle bir durumda; zannediyorum ki Hakim ve Savcılar, meslekte deneyimli avukatlarla yargılamayı birlikte yürütmekten kat'iyen rahatsız olmayacaklardır.

Duruşmada Hakim ve Savcı ile aynı pozisyonda bulunan Avukat'ın imajı olumlu yönde gelişecek, vatandaş nezdinde saygı görülecektir. Meslekte deneyime ulaşmış ve yaşı itibariyle de davranışları olgunlaşmış avukatların, Hakim, Savcı ve vatandaşlarla diyaloğu daha sağlıklı bir zeminde olacaktır.

Mesleğe yeni başlayan avukatların ilk 10 yılda İcra Müdürlüklerinde takip işlemleri, diğer resmi kurum ve kuruluşlardaki temsil işleri gibi işleri yürütmesi, tüm icra işlemlerinin doğrudan Baro kanalıyla sadece meslekte ilk 10 yılı doldurmamış genç avukatlara "eşit ücret- eşit iş" feslefesiyle dağıtımının sağlanması (*), ücreti peşin yatırılmadıkça icra takiplerinin işleme sokulmaması ve bu işlerden hakkına düşen tutarın aylık olarak genç avukatların hesaplarına yatırılması suretiyle hem iş garantisi sağlanacak hem de kendilerini geliştirmek için fırsat yaratılmış olacaktır. (**)

Bu bir öneridir. Eksisi artısı tartışılabilir. Ama dediğim gibi, bizlerin de tepki koymadan önce çözüme katkı sunacak öneri getirmemiz daha doğru olur, düşüncesindeyim.

(*) Çünkü Türkiye'de icra takip işlerinin neredeyse %90'ı genç avukat meslektaşlarımız tarafından yapıldığı halde, bu işlerin kazançları genellikle iş yeri sahibi avukat meslektaşlarımıza gitmekte, işi bizatihi tüm aşamalarında gerçekleştiren genç meslektaşlarımız hak ettikleri geliri hiç bir şekilde sağlayamamakta, aldıkları maaş açlık seviyesi sınırında kalmakta ve bu şekilde avukatlık imajı, dolaylı biçimde ciddi zarar görmektedir. Bu öneri, bir çok sorunu çözebilecek bir öneridir. Meslekte kıdemli avukatlar bu fedakarlığı yapmak zorundadır.

(**) Bakınız: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=55300