Mesajı Okuyun
Old 27-05-2010, 23:18   #3
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Meseleye 2 açıdan bakmak gerekir; İcra Hukuku anlamında ve İş Hukuku anlamında...

İcra hukuku anlamında kısmi itiraz beyanı nasıl yapılmış, İİK 62 IV hükmüne göre incelenmesi gerekir, soru net olarak bence anlaşılmadığı için, sualin cevabını tehir etmek icap ediyor. Hemen cevap aranmakta ise şu şekilde cevap vermek en uygun olacaktır:

Kıdem tazminatı alacağı likid alacak grupların sayılmadığından dolayı, yapılan itirazın kısmi itiraz olamayacağı kanaatindeyim, kısmi itirazın doğru şekilde beyan edilmemesinin yaptırımı ise, itirazın hiç yapılmamış sayılmasıdır.(62/4)

Ziyadesiyle önem arz eden konu ise işin iş hukuku açısından durumu nedir, sualidir.

Keşke Sayın Ergin'in belirttiği gibi kimse borcunu vadesinden önce ödememiş olsun...

Ancak maalesef çalışma hayatında özellikle taşeronlaşmanın yoğun, işe giriş çıkışların haksızca yapıldığı günümüzde, vaktinden evvel kıdem tazminatları ödenmekte ve yine maalesef 9. Hukuk Dairesi ne hikmetse bunları avans ödemesi olarak kabul etmektedir.

9. Hukuk Dairesinin yukarıda tartışalan meseleye cevabı, fesihten önce verilen kıdem tazminatlarının kıdem tazminatı olarak değerledirilmeyeceği, zira kıdem tazminatları fesih ile muaccel hale gelir, her ne kadar kıdem tazminatı olarak kabul edilmesede bunun avans ödemesi olarak kabul edilmesi gherektiğini, avans olarak ödenen bu ücretlerin yasal faizleri ile ödenmesi gereken kıdem tazminatlarından mahsup edilmesi gerektiğini belirten birçok karar mevcuttur.

Sayın Demiroğlu, işverenin ödemiş olduğu ücretlerin avans olmadığını, bu ödemelerin fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretleri olduğunu iddia ederse yargıtay ne diyecek çok merak ediyorum.

Yargıtay kendi kafasına göre bu ödemelerin avans olarak değerlendirilmesi gerektiğini salık vermiştir.

Bende Sayın Ergin gibi diyorum ki kimse muaccel hale gelmeyen, borç olmayan bir hususu önceden ödemez, ekonomik krizin çığ gibi yükseldiği günümüzde avans ödemeleri hayatın olağan akışına aykırı olacağı düşüncesi ile bu ödemelerin olsa olsa fazla mesai ücreti olarak değerlendirlmesi gerektiği, aksi kanaatin oluşması durumunda işverenin önceden ödediği bu ücretlerin iadesi için istirdat veya sebepsiz zenginleşme davası açabileceğini düşünüyorum.

Bu aşamada şunu iddia ediyorum, yargıtayın bu kararıyla belki farkında olmadan (!) "kıdem tazminatı ödemesi hizmet akdinin fesihi ile ödenir" kuralını çiğnemektedir....

Umarım anlaşılmıştır.

Kolay Gelsin...