Mesajı Okuyun
Old 30-07-2009, 11:00   #18
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
"Bu işi gizli kapaklı, genelevde değil de otobanlarda, sokak aralarında, vesikalı değil de gayet hoş giyimli, gündüz sıradan bir kadından farkı olmayan binlerce kişi yapıyor" ise devletin "bu işi" yasal bir zemine oturtup insan eti ticaretine bir meşruiyet zemini kazandırması mı gerekiyor?


Evet, durum böyle olunca, bizarur gerekiyor sanırım. Söz gelimi; "Zührevi hastalıklarla mücadele" edebilme, kontrol altına alabilme "gayreti" konusunda ne düşünüyorsunuz?

Fuhuş sektörü, ister amatörce, ister profesyonel olarak, sistemli, organize yahut bireysel, ama önemli bölümü kontrol altına alınmamış biçimde sürüp gidiyor. Anlı şanlı oteller, kiralanan hayat kadınlarıyla birlikte arkadaş-sevgili görüntüsünde gelen; hizmet bedeli ödeyenleri(!) konuk ediyor. Aslına bakarsanız gelinen "profesyonellik(!)" noktasında, Devletin genelev açmış yahut açmamış olmasıyla dahi artık çok ilgilenilmediğini düşünüyorum. Ekonomik yahut kültürel yeteneği az gelişmiş erkek gruplarının ilgi alanında kalmıştır olsa olsa...

Sorulacak sorular:

Fahişelik bir meslek midir? Bir hizmet sunuyor ve karşılığında ekonomik bir bedel kazanıldığına göre, yanıt evet.

Kolay kolay hiç bir kadının bu yolu seçeceğine inanmam. Az gelişmiş , kadına değer vermemiş, toplumun dışına elinden gelebildiğince itmiş, asosyalliği namusluluk, cehaleti masumiyet olarak belletmiş, okutmamış, beyin gücü ve bedeniyle çalışarak kazanma erkini kazandırmamış, konuşma yeteneğini kazanmasını erkekliği iğdiş edecek bir tehdit olarak algılamış bir toplumun kadınını, fahişelik yapıyor diye suçlamak gibi bir hakkın mevcut olmadığı da daima hatırda tutulmalı.

Yine unutulmamalı ki; 2002 yılı öncesine dek "Bekaret" kavramını, toplumu şekillendiren iki esaslı yasamızda (TCK, TMK) barındırmaya devam etmiş, kız çocuklarını toplumun dışına "Tehlikeler" listesi altında itmiş, salt sevdiğiyle birlikte oldu da sevdiği bilahare onu terketti diye intiharlara, yahut aile ocağını terkle yaşamla mücadeleye ve nihayetinde açlığın zaferiyle yine bir başka babanın ocağına; yani "Devletin" güvencesinde açılmış , hatta sağlık güvencesi sunulmuş ve maaşa bağlanmış "Evlere/Çatılara" terketmiş bir toplumun evlatlarıyız biz.

Toplum dönüşmedikçe, hatta dönüşse bile ekonomik dağılım adilane biçimde yerküre üzerinde yaşayanlar arasında paylaşılmadıkça (Ki bu hiç bir zaman gerçekleşmeyecek bir ütopya) fahişelik meslek olarak devam edecektir.

Varlığı yokedilemeyecek bir olguyu, hiç olmazsa sağlık ve sosyal güvencelerini temin ederek muhafaza etmekse, kaçınılmaz görünüyor.

Saygılarımla...