Hukuk öğrenimi açısından değerlendirildiğinde bu gün Türkiyede avukatlık mesleğini icra eden bir çok avukatın daha öncesinden öğretmen, maden mühendisi, kurum müdürü vs olduğu görülecektir.Bu mesleğe sahip insanlar sınavdan sonra mesleklerine devam ederek örgün eğitimin yapıldığı hukuk fakültelerini bir nevi dışardan bitirmişler ve kendi alanlarında hatırı sayılır bir itibara erişmişlerdir. Bugün elle gösterilir avukatlardandırlar.Sizde etrafınıza baktığınızda bunalrın sayısın hiçte az olmadığını göreceksiniz.Bu saydığım kişilerin ortak özellikleri fakülteye bir gün bile uğramayıp sadece sınavlara gelmiş olmalarıdır.Çünkü hukuk fakültesini okurken mesleklerine devam etmişlerdir. Dolayısıyla hukukçu kimliği fakültelerde edinilen türden sıfatlar değildir.Üniversitelerin isimleri ve imkanları mühendislik tıp vs gibi yardımcı materyallerin kullanıldığı alanlarda önemlidir lakin hukuk açsından düşünüldüğünde önemli değillerdir.Bazı arkdaşlar bize bişey katmadı buyurmuşlar şu açıdan bakmak lazım acaba ne almak istiyordunuz.Şunu açık yüreklilikle ifade etmeliyizki bir çok arkadaşımız okulda derslere girmemişlerdir hangi üniversite olduğu önemli değil ama girlmemiştir.Çünkü İstanbul hukukta da Ankara hukukta da devam mecburiyeti yoktur.
Tüm bu nedenlerle Dicle üniversitesi,HUKUK FAKÜLTESİ açısından haksız eleştirilerin muhatabı olmamalıdır.