Mesajı Okuyun
Old 06-11-2009, 13:03   #137
üye31194

 
Varsayılan Savunma Hakkı...

“Savunma hakkı, Anayasa’nın “Kişinin Hakları ve Ödevleri”ni belirleyen ikinci bölümde yer alan, temel haklardandır. Hukuk öğretisinde olduğu kadar uygulamada da önemi ve erdemi tartışılmaz yüceliktedir. Evrensel konumu nedeniyle, insanlığın ortak değerlerinden sayılmaktadır. Felsefi ve hukuksal nitelikleri ve içerikleriyle adalet kavramı ve yargılama işlevi, birbirini tamamlayan, birbirinden ayrılmaz iddia, savunma, karar üçlüsünden oluşan yargı ile yaşama geçmektedir.

Yargılama süresince, savunma hakkının sanık için yararı ve gereği tartışma götürmez. Ceza usulü hukuku öğretisinde de sık sık vurgulandığı üzere, her sanık mutlaka suçlu değildir. Suçlu olmayanlar da sanık durumuna düşebilirler. Sanık, suçlu olduğu henüz bilinmeyen, fakat suçlu olduğu “sanılan”, yoğun kuşku altında bulunan kimsedir. Bu kuşkunun giderilmesi ve sanığın suçlu da olsa, yasada gösterilenden fazla cezalandırılmaması gerekir. Bu nedenle de savunma, hak arama özgürlüğünün ve adil yargılamanın vazgeçilmez bir koşuludur.

Savunmanın tam olarak yapılmasında kamu yararı da vardır. Gerçekten savunma, sonuçta kararın doğru olarak verilmesini sağlar. Bu da ceza adaletinin hakkıyla gerçekleşmesine yardımcı olur. Adaletin devletin temeli olduğunu bir kez daha doğrular.

Burada hareketle; her bireyin bir savunma dolayısıyla savunulma hakkı olduğunu,savunmanın tam anlamıyla yapılabilmesi yani hakkın tam anlamıyla aranabilmesi için, M.Ö.ye dayanan sofistlikten bugünkü avukatlık mesleğine uzanan kişinin(şüpheli-sanık-müşteki...) yerine konuşma ve müdafaa için dilekçe-metin hazırlanıp sunulması gerekliliğini belirtmek gerekir.
Bu nedenle ; Anayasal düzenleme ile koruma altınmış bu hak suç kime karşı işlenmiş olursa olsun her halde hayata geçirilmelidir.