Mesajı Okuyun
Old 13-10-2009, 22:07   #132
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Avukatlık mesleğine ihanet mi, sanmıyorum.

Avukatlık mesleğine ihanet mi, sanmıyorum.

Tüm hukukçu ve okuyanlara,

Somut olay (Sanığın olay öyküsü) :

Senede dayalı alacak takibinde evdeki taşınır malların haczi işlemleri yapılıyor; televizyon, masa, sandalye, koltuk takımı vb. mallar haczedilerek 'muhafaza altına alınmak' üzere kamyonete yükleniyor, ev bir anda bomboş kalıyor.

Evde borçlu koca, eşi, çocuğu, arkadaşları, icra memuresi, taşıyıcı işçiler, alacaklı vekili avukat bulunuyor.

İlk başta haczedilenler listesine banyodaki çamaşır makinası da yazılıyor ancak onun sökülmesinin uzun zaman alacağı ve banyo odasından çıkartılmasının olanaksızlığı nedeniyle ilk önce korumaya alınmak istenmiyor.

Borçlu koca, evdeki tüm eşyaların çıkartılmasına ve evin bomboş kalmasına hiçbir itiraz etmiyor, işlemlere karşı koymuyor.

Alacaklı vekili, icra memuresinden 'çamaşır makinasının da muhafaza altına alınmasını' isteyince, icra memuresi "burdan sonra gideceğim çok dosyam var, acele sökülürse muhafaza ederim" diyor.

Borçlunun eşi olan evin hanımı "bir dakika, siz banyodan dışarı çıkıp bana müsaade edin, ben makinayı boşaltayım, sonra onu da alıp götürebilirsiniz" diyor.

İcra memuresi "zamanım yok, acele etmezseniz malı yerinde bırakırım" diyor.

Bu aşamada alacaklı vekili avukat, çamaşır makinasını boşaltılması için makinanın kapısını eliyle açıyor ve çocuğa ait (diyelim) kirli çamaşırlar makinadan yere dökülüyor.

Bu durumu gören borçlu koca, sol eliyle avukatın sağ omuzundan tutup kaldırıyor ve sağ eliyle ise avukatın sol çenesine bir tek darbe vurarak geriye doğru itekliyor.

Polis çağrılıyor, karakola gidiliyor, şüpheli sıfatıyla ifadesi alınıyor, şüpheli bu öyküyü karakoldaki ilk ifadesinden mahkemedeki son sözüne kadar tekrarlıyor.

Bu olaydaki bu şüpheliye vekaletnamesi önceden bulunan bir avukat savunmanlık görevi üstlenerek davayı sonuna kadar takip ediyor.

Şimdi soralım :

O avukatın yaptığı, "Avukatlık mesleğine ihanet etmek midir ? "

Sanmıyorum.


Ömer Kavili