Mesajı Okuyun
Old 07-10-2009, 17:33   #2
Av. Taner BAŞ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/7126
K. 2004/1571
T. 23.2.2004
• HAKSIZ EYLEM NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI ( Davalılara Ait Aracın Çarpması Sonucu Yaralanma Nedeniyle Yapılan Tedavi Giderleri ve Araçta Oluşan Zararın İstemi )
• BEKLETİCİ MESELE ( Ceza Davasında Kusurlu Bulunan Davalıya Karşı Açılan Hukuk Davasında Farklı Kusur Oranlarına Ulaşılmasının Önlenmesi Amacıyla Ceza Davasının Bekletici Mesele Yapılmasının Gerekmesi )
• CEZA DAVASI HÜKMÜNÜN BAĞLAYICILIĞI ( Hukuk Hakimi Her Ne Kadar Ceza Mahkemesi Kararı ile Bağlı Değilse de Adalete Olan Güven Açısından Ceza Davasının Bekletici Mesele Yapılmasının Gerekmesi )
• KUSURUN TESPİTİ ( Ceza Davasında Belirlenen Kusurun Hukuk Hakimini Bağlamaması-Ancak Adalete Olan Güven Açısından Ceza Davasının Bekletici Mesele Yapılmasının Gerekmesi )
• MADDİ HASARLI TRAFİK KAZASI ( Ceza Davasında Belirlenen Kusurun Hukuk Hakimini Bağlamaması-Ancak Adalete Olan Güven Açısından Ceza Davasının Bekletici Mesele Yapılmasının Gerekmesi )
• DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ( Hukuk Hakiminin Kusurun Taktiri ve Zararın Miktarını Tayin gibi Hususlarda Ceza Mahkemesi Kararıyla Bağlı Olmaması )
818/m.41,53
ÖZET : Hukuk hakimi kusurun varlığına karar verebilmek için ceza hukukunun mes'uliyete dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun taktiri ve zararın miktarını tayin gibi hususlarda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir. Somut olayda delillerde farklılık olmaksızın aynı kazada farklı kusur oranlarına ulaşılması adalete olan güveni sarsabileceğinden, bu ilkelere göre aynı maddi vakıalardan hareketle farklı kusur oranlarına ulaşılmasının önlenmesi amacıyla ceza davasının bekletici mesele yapılması gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İzmir Asliye 3.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23.12.2002 tarih ve 2001/941 - 2002/1020 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı E. Sigorta A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deniz Biltekin tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait araca davalıların malik, sürücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu, müvekkilinin yaralandığını ve aracının hasar gördüğünü ileri sürerek, 800.000.000.-TL hasar bedeli ve 200.000.000.-TL tedavi giderinin davalılardan faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar A. ve A. T. davanın zamanaşımına uğradığını, kusur ve tazminat miktarını kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından davacının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı E. Sigorta A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından İzmir 13.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2001/1393 Esas sayılı dava dosyası ile ceza davası açıldığı, bu dava dosyasında davalının 1/8 oranında kusurlu bulunduğu, davanın mahkumiyetle sonuçlandığı ancak temyiz aşamasında olup henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece de bu dosyada alınan bilirkişi raporu dikkate alınmadan karar verilmiştir. Tazminat davalarında delillerin değerlendirilmesi hakime aittir. Borçlar Kanunu'nun 53 ncü maddesi hükmüne göre hukuk hakimi kusurun varlığına karar verebilmek için ceza hukukunun mes'uliyete dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, kusurun taktiri ve zararın miktarını tayin gibi hususlarda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değilse de, olgularda ve ortaya konulan delillerde farklılık olmaksızın aynı kazada farklı kusur oranlarına ulaşılması adalete olan güveni sarsabilecektir.
Bu ilkelere göre aynı maddi vakıalardan hareketle farklı kusur oranlarına ulaşılmasının önlenmesi amacıyla ve kaldı ki somut olayda ceza davasında kabul edilen kusur oranının farklılık arzetmesi nedeniyle ceza davasının bekletici mesele yapılmak suretiyle kusur durumu bakımından hasıl olacak sonuca göre değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Davalı E. Sigorta Şirketi vekilinin temyiz itirazlarına gelince; bozma sebep ve şekline göre bu davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre E. Sigorta Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 23.02.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.