Merhabalar!

Bir işçi 15 gün yıllık izin alıp memleketine gidiyor.Bu izinin bittiği günün hemen arkasından rapor almayı gerektirecek herhangi bir sağlık sorunu olmadığı halde bir üniversite hastanesinden 2 aylık heyet raporu alıyor. Rapor ortopedi bölümünden sağ el bileğindeki rahatsızlık teşhisiyle verilmiş.Bu 2 aylık raporun bitiminde yeniden 1,5 aylık rapor alıyor.Bu rapor da aynı teşhisle, aynı hastane ve heyet tarafından veriliyor.Bir kırığın bile 1 ayda iyileşebileceği düşünüldüğünde, söz konusu şahıs tarafından alınan raporların asılsız olabileceği düşünülüyor.Yapılan inceleme sonucunda, işçi memleketinde başka bir iş arayışı içine girmiş ve orda iş bulabilirse şu anki işini bırakacakmış.İşverenin ise bu durumdan haberi yok.Yani işçinin rapor alarak kötü niyetli hareket ettiği anlaşılıyor.Maddi durumu da oldukça iyi olan bu kişi,iş arama sürecinde rapor alarak çalıştığı şirketle bağlantısını koparmıyor,maaşını almaya devam ediyor.Onun yapması gereken işleriyse mesai arkadaşları üstleniyor.İşveren bu kötü niyetli işçinin ihbar ve kıdem tazminatını ödemeden iş akdini feshetmek istiyor. Şirket iç mevzuatı buna müsait değil. 1475 Sayılı İş Kanunu'nun 14. md.ne göre; Kıdem tazminatı başlığı altında İşverenin, iş akdini kanunun 17. maddesinin 2. fıkrası dışındaki sebeplerle feshetmesi durumunda kıdem tazminatı ödenir diyor.Yani İK: 17/2' ye göre feshedilirse kıdem tazminatı ödenmez anlamı çıkıyor. 17/2' de ise Ahlak ve İyiniyet Kurallarına Uymayan Haller başlığı altında "d" bendinde, " işçinin işverenin güvenini kötüye kullanması" ndan bahsediliyor. Yukarıda anlattığım örnek olaydaki işçinin sağlık problemi olmadığı halde iş aramak amacıyla rapor almasını İK:17/2-d 'ye sokabilir miyiz? Yani asılsız sağlık raporları alarak kendine iş arayan bir işçi, işverenin işçiye olan güvenini kötüye kullanmış olur mu?Bu maddeye dayanarak işveren işçinin iş akdini feshederek tazminat ödemekten kaçınabilir mi?

İyi çalışmalar diler, derin saygılar sunarım!