Mesajı Okuyun
Old 04-01-2012, 10:55   #8
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_mkaraman
16:30'da hesabına para yatırılıyor, 17:00'da çekmek üzereyken, mağdurun bildirmesi ile şüpheli bankada yakalanıyor.)
...
Şüphelinin bu paraya-tasarruf edbilecek şekilde-zilyet olmadığını, fiili haklimiyet kurmadığını düşünüyorum. Bilmem ne dersiniz....

Söz konusu eylemin teşebbüs aşamasında kaldığına ilişkin:

Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 26/01/2005 tarihli ve E.2004/11003, K.2005/79 sayılı kararına göre:

Dolandırıcılık suçundan sanık Ayhan Gündoğan'ın yapılan yargılaması sonunda:TCK. nun 504/3, 522, 59, 71 ve 95. maddeleri gereğince 2 sene 56 ay ağır hapis 3.105.659.000 lira ağır para cezasıyla mahkümiyetine dair MUĞLA 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 13.10.2004 gün ve 2002/533 Esas, 2004/491 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 29.11.2004 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve taktirine incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
1-Şikayetçi İsmet Alpaslan'ı işyerindeki telefondan arayıp kendisini karakol amiri baş komiser Mehmet Ali Berksoy olarak tanıtan şahsın zor durumda bulunan arkadaşları için 450-500.000.000 lira yardım isteyip yanına göndereceği şahsa parayı vermesini söylemesi üzerine şikayetçinin; işyerine gelen sanık Ayhan Gündoğan'ı da alarak parayı başkomiser ile görüştükten sonra ona vereceğini belirtip yola çıktıkları, bu sırada sanığın çeşitli bahanelerle ayrılıp geri dönmediği böylece parayı da alamadığı, diğer şikayetçi Mehmet Ali Demirtaş ile de telefonla irtibat kurarak kendisini aynı şekilde tanıtıp bir polisin acil ameliyatı için 500.000.000 liraya ihtiyaçları olduğunu bildirmesi ve şikayetçinin olumlu karşılaması üzerine yanına, aynı karakolda görevli baş komiser Ahmet'in kardeşi olduğunu söyleyen sanığın şikayetçinin işyerine gelerek onun para bulmasını beklediği, daha sonra şikayetçinin 400.000.000 lira para bulduklarını söylemek üzere başkomiseri aramak istemesi üzerine sanığın araya girerek aradığı telefonla görüşmek zorunda kalan şikayetçinin para temini için gönderdiği kardeşiyle irtibat kurarak onun araştırmasıyla gerçeği öğrenmesi sonucu yakalanan sanığın henüz parayı alıp haksız çıkar sağlayamaması nedeniyle her iki suçunun da eksik teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden suçun tamamlandığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Suç teşebbüs aşamasında kalsa bile elde edilmek istenen haksız menfaatin belirlenebilmesi halinde TCK. nun 504/3. maddesi uyarınca tayin edilecek temel ağır para cezası ile aynı yasanın 522.maddesinin uygulanmasında bu miktarın esas alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılarak eksik ağır para cezası tayini,
3-Kabule göre de, sanığın şikayetçiler Mehmet Ali Demirtaş ve İsmet Alpaslan'a yönelik eylemleri nedeniyle TCK. nun 504/3, 61. maddeleri uyarınca cezalandırılması için kamu davası açıldığı halde ek savunma hakkı verilmeyerek tamamlanmış suçtan mahkümiyet hükmü kurulması suretiyle CMUK. nun 258. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla 26.01.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.