Mesajı Okuyun
Old 17-08-2012, 21:19   #27
suskun_juliette

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan coskunomer38
Avukatlık mesleği ne hale getiriliyor anlamak çok güç.Her yerde mantar gibi türeyen hukuk fakülteleri ,avukatlık büroları,meslek etiğinden yoksun avukatlar ve dahası...

Üzülmüyor değilim bu halimize.Adliye kalemlerinde ,icra dairelerinde hatta kendi bürolarımızda bile ne durumlar bizleri karşılıyor.Emniyette ve dahası birçok kurumda...

Avukat neden zor duruma düşürülür veya bunun amacı nedir?Hakim-savcı olunca her şey nasıl değişir bunun amacı nedir? Avukat kendi hakkı için mi iş yapar kurumlarda yoksa müvekkilinin hakkı için mi?

Avukatı kısıtlayan zihniyet bağımsızlığı da aydınlanmayı da kısıtlayan zihniyettir.Hakkını aramayan her şeye susan bir toplum oluşturulmak istenmektedir.

Söylenecek çoookk şey var ama susmak geliyor zihnimden artık...Yorgun düşüncelen daha da yorulmadan...

Avukatı ısrarla bu duruma düşürmenin temelinde bence başka bir düşünce yatıyor. Avukat özgürdür, kamu görevlisidir ama serbest çalışır. Amiri yoktur.
Bir sigortalı avukatın hevesini istediğiniz kadar köreltmeye çalışsanız* da bürosunu açtığında bağımsız olarak çalışacaktır. Avukatlık bağımsızlıktır.

Avukat, çiğnenmiş bir hakkı ayaklar altından alarak sahibine teslim eder.Savcı bir iddianame düzenler ve kamu adına kişinin cezalandırılmasını ister. Avukat işte bu noktadan ta en son aşamaya kadar o hakkın bekçisidir. Ama bizim dışımızdaki çoğunluğun zihniyetine göre yaptığımız iş başka şekilde değerlendiriliyor. Para içinde yüzüyordur katibine göre, bütün işi katip yürütür ama en çok parayı avukat kazanıyordur.Bazılarına göre yaptığı da iş midir, iki dilekçe yazıp duruşmada tekrar ettiğini beyan eder ve çıkar gider, yani duruşmada boy gösteriyordur. Hani elinden gelse arzuhalciye elli lira verir kurtulur, davalar duruşmasız görülse.Vatandaşa göre her zaman eleştirilmesi gerekendir. Yalancıdır vs... Bence temelde bizim bağımsız oluşumuzun ve bulunduğumuz mertebenin kıymetinin yattığını düşünüyorum. Mesleğimizin değerini biz belirleriz. Ortada bizim yıkamayacağımız denli kemikleşmiş bir kanı olduğunu düşünmüyorum. Bazen yazıları okuyorum da bazı icra memurları ve adliye çalışanlarının nahoş davranışlarının ayyuka çıktığını görüyorum.Biz her zaman bu tür tutumların karşısında mesleğimizin onurunun bilincinde olarak hareket etmeliyiz. Bir kaleme girerken avukat olduğumuzu belirterek giriş yaparsak böyle bir sorunla karşılaşacağımızı sanmıyorum. Aslında bu tip sorunların kaynağında "iletişimsizlik" yatıyor. Gayret gösterilirse her şeyin çözümlenebileceğini düşünüyorum.

Mantar gibi türeyen hukuk fakültelerine gelince, eğitimle her şey hallolmuyor. Okul bittikten sonra analitik düşünme ve hukuki muhakeme kabiliyeti ile farkın ortaya konulabileceğini savunuyorum. İnanın isterse her mahalleye hukuk fakültesi açılsın, dünyada hukuksuzluk olduğu sürece ve biz bunlara karşı dava yoluyla nasıl mücadele edileceğini bildikten sonra aç kalmayız. Bir gün dünyada hiçbir hak ihlal edilmezse aç kalırız.Ekseri sözleşmeler hazırlamak ve belirli işleri yürütmekten başka bir işimiz olmaz.

Endişelere kapılmanın bir yararı yok.Kaygıyla baktığımız bir meslekten verim elde edemeyiz. Kendimizi geliştirdikten sonra bizim tercih edilmememizin bir nedeni olamaz. Müvekkile güven telkin ettikten sonra gerisi gelir. Gerisi sizin becerinize ve hukuki mantalitenize kalmış bir şeydir. Hepimizde aynı diploma var. Her birimizin diplomasında hukuk fakültesinden mezun olduğumuz yazıyor.Farkı bu noktadan sonra ortaya koymamız gerek.

Meslektaşlarımızla aynı yolda sükunetle yürümeyi sürdürdüğümüzde avukatlığın layık olduğu mertebede görüleceğini düşünüyorum.


(*Bilinçli yapanları çevreden duydum. Kimseyi zan altında bırakmak istemem.Henüz karşılaşmadım.)