Mesajı Okuyun
Old 06-02-2012, 11:16   #5
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Müvekkilimin hamilelik döneminde, eşi kendisini aldatmış. Bir dizi olaylar, vukuatlar yaşandıktan sonra müvekkilim eşiyle barışmış ancak düşük tehlikesi atlatmış ve doğum da problemli olmuştur.
Müvekkilin eşi,sevgilisinden ayrılmış yuvasına dönmüş ancak sevgilisi hala müvekkille uğraşmakta, ağır tahrik altında bırakarak suç işletmekte ve buna dayanarakta ardı ardına şikayetlerde bulunmaktadır. Müvekkilim de tüm davalardan, durumu izah etmesine rağmen ceza almaktadır. Şahıs, şimdide müvekkilime karşı kazandığı ceza davalarına dayanarak tazminat davası açmıştır ki bu müvekkilim için artık yeter dediği noktadır.
Yargıtay ın bu yeni içtihatını gördükten sonra aynı davayı bizim de açmamıza engel var mıdır diye araştırıyorum.İçtihattan farklı olarak müvekkilin eşi hayatta ve eşin sevgilisinde çocuk aldırma vs gibi bir husus yok. Elbette ki bunlar davanın ayrıntıları, içtihatın özüne bakmak laızm.Ben de böyle yaparak aynı davayı açmayı düşündüm.
Konu hakkındaki görüşleriniz nedir acaba? Bu dava yerine daha reel, daha kesin sonuç verecek bir başka dava öneriniz var mıdır? Örtneğin kişi huzurunu bozmaktan suç duyurusunda da bulunmayı düşünüyoum.
Sayın didem kunal;

Müvekkiliniz, eşi ile barışmış ve evlilik birliktelikleri devam etmektedir. Aldatılma nedeniyle bu aşamada eşten tazminat talebinde bulunmanın dayanağı nasıl olmayacak ise, aynı şekilde müvekkilinizin eşinin bir süre birliktelik yaşadığı şahıstan da aldatma nedenine dayalı olarak manevi tazminat talebinde bulunmak mümkün olmamak gerekir.

Ancak, söz konusu şahsın müvekkilinize ağır tahriklerde bulunarak kişilik haklarıyla/onuruyla vb.. duygularıyla oynadığı ve sizin de belirttiğiniz gibi huzuru bozucu davranışlarda bulunduğu savıyla -eğer ispat imkanı söz konusu ise- tazminat talebinde bulunmanıza herhangi bir engel bulunmadığı kanaatindeyim.