Mesajı Okuyun
Old 08-05-2014, 17:52   #47
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan merturk84
Merhaba sayın meslektaşlarım.Bu konuda 3 adet yargıtay kararı buldum.3 ü de isim değişikliği davalarında sulh hukuk mahkemesinin görevli olacağını söylüyor.ancak Nüfus Kanununda da aksine bir hüküm mevcut.daha önce sulh hukuka dava açıp da karar alan var mı?yardımlarınız için şimdiden teşekkürler...

17. H.D. sulh hukuk; 18. H.D. asliye hukuk görevlidir diyor İçtihatların birleştirilmesini talep edelim. Ama bence, 382/2-a-2 ile 383. maddeler birlikte değerlendirildiğinde; asliye hukuktur.

Alıntı:
T.C. YARGITAY

18.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/4954
Karar: 2013/6662
Karar Tarihi: 18.04.2013

Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma nedeni ile velayeti annede olan E. H.'in <Ç…> olan soyadının <Y.> olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile eski eşi N. Ç.'nin boşandıklarını, ortak çocukları E. H. Ç.'nin velayetinin davacı anneye verildiğini ve çocuğun sürekli anne ile yaşayıp soyadının annesinin soyadından farklı olmasının sorunlar yarattığını bildirerek E. H.'in <Ç…> olan soyadının annesinin soyadı olan <Y…> olarak değiştirilmesini istemiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava görevsizlik kararı ile aile mahkemesine gönderilmiş, aile mahkemesince esastan incelenerek davanın reddine karar verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde ad ve soyadı düzeltilmesi işlerinin çekişmesiz yargı kapsamında bulunduğu; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 383. maddesinde ise çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu; 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde de nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlandığından; mahkemece, davaya yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.