Mesajı Okuyun
Old 18-11-2007, 22:03   #44
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Trabzonla ilgisi olmasa da Trabzonlu biri olarak yurtdışında yaşadığım komik şeyleri unutamıyorum.Üniversiteyi kazandığım sene babam beni ödüllendirmek için Almanya ya amcamın yanına gönderdi.O zamanlar havam büyük.Yeşil pasaportum var.(Hala var da allah bilir nerde)Bileti aldım.Doğru ALmanya ya.Ama dil bilmem yol bilmem.Babam beni uçağa bindirdi.Ben sanıom ki amcamın kucağına bırakacaklar beni nerdeeeeeeee18 yaşını doldurmadığım için boynumda bir tasma vazifesi gören etiketle uçağa girdim.Trabzon havalimanında sorun yok.Ama İStanbul aktarmalı gideceğim ve nedense görevliler benim pasaporta takmış durumda.Hele bir tanesi boş bulunduğundan mıdır nedir bunun nerden aldın diye sorduYani pazardan indirimden aldım dememek için zor ttutum kendimi.Bir de üstüne üstlük ALman Pasaportlarıda bu yeşillere çok benziyor.Neyse dağıtmayayım.Uçağa bindim ki uçakta 10 yolcu hariç kalanların hepsi 60 yaş üstü.Eyvaaaahhhhh dedim.Bir de bunların eceli geldiyse arada kaynayacağızÖmrümde uçak inerken alkışlandığını ilk de fa gördüm.Bir de pilot bu sevgi seline karşılıksız kalmayızp mikrofondan teşekkürlerini bildirdiği andan dedim ben nereye geldim böyle.Neyse uçaktan indik.Son kapıdan çıkacağım artık amcamları görüyorum camekanın arka tarafında.Kabinde bir bey var ve ısrarla bana birşeyler soruyor.ARkamda bir yığın TÜrk var ama inatla bir tanesi bile bana ne dediğini söylemiyor.Sanki ben orda yokmuşum gibi davranıyor.Eksiğim de yok biletimi kartlarımı kimliğimi pasaportumu herşeyimi verdim görevliye.Delireceğim ne diyor bu adam diye.Sonunda Almanca konuşmaktan vazgeçti İngilizceye döndü ki biliyorum desem bişey sorar bana cevap veremem mahçup olmayım şimdi Almanlara dedim.İngilizce de bilmiyorum dedim hemde İngilizce olarak.Çocuk gülmeye başladı en sonunda.Neyse bana Türkçe tanıştığıma memnun oldum iyi günler diyerek gönderdi.Almanlara Türkçeyi söktürdüm valla

---------------------------------------------------------

Tabi bu yolculuğun bir de aynı sancılı dönüşü olacaktı.İlk güvenlik kapısına geldiğimde görevli bana bir sepet uzattı ve üzerimdeki tüm metalli eşyaları çıkardım sepete koydum.Ama görevli geçmeme müsaade etmiyor ve almanca bişeyler söylüyor.Tek anladığım kelime Metal gibi bişey.Yok ,mok diyorum kapıdan geçmeme müsaade etmiyor.Sinirden gözlerim kararmak üzere artık.Gözlerimi pörtletip adama bakıyorum.Adam anlamsızca bakıp "Saatinizi çıkarırmısınız" diyor."Ne saat mi evet ya saatim kolumda ama ben onu farketmiyorum bile adama sabahtan beri saat diye çırpınıyor" ları kafamdan geçirirken adama hışımla dönüp madem Türkçe biliyorsun ne eziyet ettin bana deminden beri diyorum.Adam da ne bileyim hanımefendi diyor ve en sonunda kapıdan geçmeme müsaade ediyor.O zamandan beri yurtdışına asla çıkmadım ve çıkmayı da düşünmüyorum.Dil bilmemek kadar kötü bir şey olamaz.