Mesajı Okuyun
Old 23-06-2008, 13:45   #3
duyurucu1

 
Mesaj erkekliğin alamet-i farikası nedir?

002-ERKEKLİĞİN ALAMET-İ FARİKASI NEDİR?

Toplumumuzda ve diğer geleneksel kültürün egemen olduğum toplumlarda erkekliğin alamet-i farikası nedir?Bu sorunun tek cevabı vardır;Erkeğin kadınla cinsel ilişkiye girdiği sırada ereksiyon olması ve spermalarını kadının döl yatağına boşaltması.Erkek eğer bu işlevini yerine getiremezse hem toplum nazarında hemde cinsel ilişkiye girdiği kadın nazarında “erkek!” değildir.Bu toplumun genel yargısıdır.Hükümdür,kuraldır.

Bu yargıya aykırı olarak erkek,cinsel ilişkide başarısız olursa,ereksiyon olamazsa,uyarılamadığı için spermalarını kadının döl yatağı içerisine boşaltamazsa veya boşaltmasına rağmen kadın döl tutmazsa bunun da müsebbibinin erkek olduğu anlaşılırsa o erkek. “erkek!”olamaz..Bu yargı erkeğin üzerinde toplumsal ve psikolojik olarak baskı yapmaktadır.Bu baskı doğal seyri içerisinde olması gereken cinsel yaşamı olumsuz etkileyerek erkeğin olumsuz etkilenmesi ve başarısız cinsel yaşamın ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.Erkek açısından başarısız bir sevişme seansı, onun ,kadın nazarında aşağılanmasına sebep olmaktadır.Hatta çoğu kez kadınlar sevişme sırasında dahi başarısız olmuş erkeğe bu başarısızlıklarını sözle veya davranışlarıyla hissetmektedirler.İlerde eğer kadınla erkek arasında tartışma yada kavga olursa erkeğin bu “kusurunu!”yüzüne vurmaktadırlar.Oysa erkeği ereksiyon haline getirmek ve kendisini arzulanır hale getirmek kadının görevidir.

Kaldı ki erkeğin her cinsel sevişme seansında ereksiyon haline gelmesi ve boşalması onun erkeklik ölçüsü değildir.Çünkü ereksiyon olma ve boşalma tamamen biyolojik bir olaydır.Biyolojik sorunların tedavi merkezi ise üroloji uzmanlarıdır.Nasıl ki bir kadının cinsel sorunun çözüm yeri kadın doğum doktoru ise,erkeklerin cinsel sorunlarının çözüm yeri de ürolojidir.

SORUN BİYOLOJİK DEĞİLSE NE OLACAK?

Sorun biyolojik değilse ve eğer bir erkek ereksiyon olamıyorsa yada ereksiyon olmasına rağmen boşalamıyorsa yada kadını arzu etmiyorsa kabahat erkekte değildir.Kadındadır.Demekki kadın erkeği yeteri kadar tahrik edemiyordur.Biraz daha çaba göstermesi gerekir.Eğer erkeğin isteksizliği sorunsa bunun kabahatli tarafı kadındır.Nitekim eğer erkek başka kadınlarda aslanlar gibi kükrüyorsa erkekteki bu sorunun kabahatlisi evdeki uyuşuk kadındır.Kadın,eğer erkek yanındayken ve cinsellik seansında başarısız ise oturup .”Ben nerede hata yapıyorum!”diye kara kara düşünmelidir.Ve erkeği tahrik edici ,onu üzerinde aslanlar gibi kükretici tedbirleri almalıdır.Eğer almıyorsa ve erkeğin cinsel başarıslığını yüzüne vurarak onu küçük görmeğe kalkıyorsa ve onu aşağılıyorsa bilin ki o kadının sonu boşanmadır.Bu sonuca binlerce erkek üzerinde yapılan tecrübeyle varılmıştır.Hele erkek kendi kadını ile cinsel başarısızlığı yaşayıp da cinselliği çeşitli fantezilerle süsleyerek kendini albenili kadın haline getiren profesyonel kadınların üstünde danalar gibi böğürüyor hallerde bulunca, bir daha o uyuşuk kadına gitmez.Bu böyle biline.Bu nedenle ey kadınlar aklınızı başınıza toplayınız ve elinizdekilerin kıymetini biliniz.Erkeği üzerinizde deli danalar gibi böğürtmek sizin elinizde.

GELELİM ERKEĞİN ALAMET-İ FARİKASINA

Erkekliğin alamet-i farikası toplumda zannedildiği gibi,kadın ile cinsel ilişkide başarılı olmak değildir.,Hatta bir seansta birkaç defa boşalmak da değildir.Ve hatta kadınla her gün çiftleşmek de değildir. Yada bir günde birkaç kadınla birlikte olmak ve birlikte olunan kadınları da orgazm haline getirmek de değildir.Performansın yüksek yada az olması değildir.Bunlar tamamen biyoloji ve psikolojik uyarılmayla ilgili olaylardır.Erkekliğin ölçütü olamazlar. Ama bu olgular erkekliğin ölçütünün olmadığını göstermez.Erkekliğin ölçütü tabi ki vardır:

Erkekliğin ölçütü;birlikte olduğu kadını ve kendi sulbünden olan çocuklarını korumak,kollamak,beslemek,geçindirmek,barındırmak, onları aç susuz bırakmamak,ele güne muhtaç etmemek,kadını yokluk yoksulluk nedeniyle başka erkeklerin kucağına atmamak,çocuklarını okutup eğitmek veya meslek sahibi yapmaktır.Bunları yapan erkek, yapmayan ise erkek değildir.

Öyle kimse cinsel organının büyüklüğü ile performansı ile veya diğer biyolojik uzuvları ile övünmesin yada yerinmesin.Erkekliğin kıstası,ölçüsü yukarda söylenendir.Kadın aç ve perişan,çocuklar sokaklarda ser sefil olan bir ailenin erkeğiyim diye geçinen mahlukat günde on defa karısı ile yatsa ne olur yatmasa ne olur.Karısının geleceği başka erkeklerin kucağı olacağı kesin olduktan sonra.Bu erkek kendine erkek dese ne olur demese ne olur?

Bu nedenle erkek yoldaşlarım,oturup külahınızı önünüze koyarak düşünün bakalım siz “erkek!” misiniz?

Ve sizde ey kadınlar!Siz de oturup eşarbınızı önünüze koyup düşünün bakalım ;günde sizinle on defa sevişecek fakat aç sefil,içkici,çoluk çocuğuna bakmayan,beslemeyen,sizi ele güne muhtaç eden ve hatta sizi içki ve kumarı için başka erkeklere peşkeş çeken birine mi erkek dersiniz yoksa normal bir cinsel performans gösteren ama yukarıdaki koruyucu kollayıcı erkek tipine uyan “sapına kadar erkek! tipini oluşturan erkeğe mi “erkek!”dersiniz?