Mesajı Okuyun
Old 03-12-2006, 18:12   #12
ibreti

 
Varsayılan

Sunulu kararlardan ilki ibrazdan son8raki BEYAZA CİRO hükümlerine, ikincisi ise alacağın temlik hükümlerindeki İSME ya da EMRE CİROYA ilişkin. Üçüncü sırada sunulu HGK kararında ALACAĞIN TEMLİKİ HÜKMÜNDEKİ CİRONUN İSME OLMASI GEREKTİĞİ yazılı..
Yararlı olacağı ümidi ile...
-----

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/23318
K. 2006/148
T. 23.1.2006
• CİRO ZİNCİRİNDE KOPUKLUK BULUNMASI ( İbrazdan Sonra Hamiline Çek Kendisine Ciro Edilmeyen Takip Alacaklısının Yetkili Hamil Sıfatının Bulunmaması - Çekin İptali Gereği )
• HAMİLİNE ÇEKİN DEVRİ ( İbrazdan Sonra Lehine Ciro Olmadan Çeki Elinde Bulunduran Kişinin Yetkili Hamil Sayılmaması - Çekin İptali Gereği )
• ÇEKİN İPTALİ TALEBİ ( Hamiline Çekin İbrazdan Sonra Kendisine Ciro Edildiğine İlişkin Bir Kayıt Bulunmadan Çeki Elinde Bulunduran Kişinin Yetkili Hamil Sayılmaması - Çekin Sıhhat ve Manasına Etki Etmeyen Değişikliğin Tahrifat Olarak Kabul Edilemeyeceği )
• KEŞİDE YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ ( Çekteki Silinti Çıkıntı veya Kazıntının Çekin Sıhhat ve Manasına Etki Etmedikçe Tahrifat Olarak Kabul Edilemeyeceği - Çekin İptali Talebinin Reddi Gereği )
• TAHRİFAT NİTELİĞİNİN BULUNMAMASI ( Çekteki Keşide Yerinin Açık Olmadığından Değiştirilerek Açıkça Yazılmış Olması - Çekin Sıhhat ve Manasını Etkilemeyen Değişikliklerin Tahrifat Olarak Kabul Edilememesi )
2004/m.170/a-2
1086/m.298
6762/m.592,730
ÖZET : 1- Takip dayanağı çeklerden iki adedi hamiline keşide edilmiş olup, muhatap bankaya ibraz edilmelerinden sonra takip alacaklısı tarafından imza edilerek ciro edilmişlerdir. Her iki çekin arka yüzünün incelenmesinde ibrazdan önce takip alacaklısı A. R. U.'ya yapılmış bir cironun bulunmadığı görülmektedir. İbrazdan sonra da takip alacaklısına ( alacağın temliki hükümlerini doğuracak ) bir ciro mevcut değildir. Kendisine ciro ile intikal eden bir hak bulunmadığına göre, takip alacaklısının ibrazdan sonra çeklerde kendi imzasının bulunması adı geçeni yetkili hamil durumuna getirmez. Ciro zincirinde kopukluk olduğu için, mahkemenin bu çekler hakkındaki iptal kararı İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince ve sonucu itibariyle doğrudur.

2- Çek üzerinde yapılan işlemin tahrifat olarak kabul edilebilmesi için, belgedeki çıkıntı, kazıntı veya silintinin senedin sıhhat veya manasına müessir olacak nitelikte bulunması zorunludur. Somut olayda keşide yeriyle ilgili ( K.ELİ ) yazısı KIRKLARELİ şeklinde değiştirilerek noksanlık tamamlanmış ve belgede herhangi bir tahrifatta bulunulmamıştır. Çekin sonradan ve tedavüle çıkarken doldurulması mümkün olup anılan çeklerle ilgili itirazın da mahkemece reddi gerekirken, bunlar yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-09.04.2005 keşide tarihli 4000. YTL. bedelli ve 14.04.2005 keşide tarihli 3500. YTL. bedelli çekler ile ilgili olarak yapılan temyiz incelenmesinde;

Takip dayanağı çeklerden yukarıda belirtilen iki adedi hamiline keşide edilmiş olup, muhatap bankaya ibraz edilmelerinden sonra takip alacaklısı A. R. U. tarafından imza edilerek ciro edilmişlerdir. Her iki çekin arka yüzünün incelenmesinde ibrazdan önce takip alacaklısı A. R. U.'ya yapılmış bir cironun bulunmadığı görülmektedir. İbrazdan sonra da takip alacaklısına ( alacağın temliki hükümlerini doğuracak ) bir ciro mevcut değildir. Kendisine ciro ile intikal eden bir hak bulunmadığına göre, takip alacaklısının ibrazdan sonra çeklerde kendi imzasının bulunması adı geçeni yetkili hamil durumuna getirmez. Ciro zincirinde kopukluk olduğu için, mahkemenin bu çekler hakkındaki iptal kararı İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince ve sonucu itibariyle doğrudur. Bu nedenle alacaklı vekilinin anılan çeklerle ilgili temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- 16.04.2005 keşide tarihli 4000. YTL. bedelli ve 10.05.2005 keşide tarihli 3600. YTL. bedelli çeklerle ilgili olarak yapılan temyiz incelemesinde;

14.12.1992 günlü ve 1991/1 E. - 1991/5 K. sayılı içtihadı birleştirme kararında açıklandığı Üzere, çeklerde keşide yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olarak gösterilmesi gerekir. Aksi halde dayanak belgenin çek vasfında olduğunun kabulü mümkün değildir. Somut olayda yukarıda belirtilen iki adet çekte keşide yerinin başlangıçtan ( K.ELİ ) olarak yazıldığı bu ibarenin daha sonra ( KIRKLARELİ ) şekline dönüştüğü mahkemece kabul edilmiş ve yapılan bu işlemin tahrifat olduğu gerekçesiyle anılan çekler yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. HUMK.nun 298. maddesi gereğince, yapılan işlemin tahrifat olarak kabul edilebilmesi için, belgedeki çıkıntı, kazıntı veya silintinin ( senedin sıhhat veya manasına müessir olacak ) nitelikte bulunması zorunludur. Somut olayda yukarıda açıklananın aksine ve mahkemenin kabul şekline göre keşide yerindeki noksanlık tamamlanmış ve belgede herhangi bir tahrifatta bulunulmamıştır. Türk Ticaret Kanununun 730/3. maddesi göndermesiyle çeklerde de uygulanması gereken aynı kanunun 592. maddesi gereğince çekin sonradan ve tedavüle çıkarken doldurulması mümkün olup, anılan çeklerle ilgili itirazın da mahkemece reddi gerekirken, bunlar yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle IIK.366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23.01.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/18897

K. 2004/24577

T. 29.11.2004

• HAMİLİNE YAZILI ÇEK ( Ciro Edilmekle Emre Yazılı Çek Haline Dönüşmeyeceği - Bankaya İbrazından Sonra Çekte Hak Sahihi Olunabilmesi İçin Takip Alacaklısı Adına Alacağın Temliki Sonucunu Doğuran Bir Cironun Bulunmasının Şart Olduğu )

• CİRO BULUNMASI ŞARTI ( Bankaya İbraz Edildikten Sonra Çek Üzerinde Hak Sahibi Olduğunu İddia Eden Kişi Adına - Hamiline Yazılı Çekin Cirosuyla Cirantaya Müracaat Hakkının Doğması/Cironun Emre Yazılı Çek Haline Dönmeyeceği )

• YETKİLİ HAMİL ( İbrazdan Sonra Hak Sahibi Olma İddiasına Dayanan Takip Alacaklısının Yetkili Hamil Olabilmesi İçin İbrazdan Sonra Temlik Hükmünde de Olsa Bir Cironun Varlığı Şartı )

• ÇEKİN BANKAYA İBRAZINDAN SONRA HAK SAHİBİ OLDUĞUNU İDDİA EDEN TAKİP ALACAKLISI ( Adına Ciro Bulunması Şartı )

6762/m.703

ÖZET : Hamiline yazılı bir çek üzerine yapılan bir ciro cirantayı, müracaat hakkına dair hükümler gereğince sorumlu kılarsa da, senedin mahiyetini değiştirerek onu emre yazılı bir çek haline getirmez. Ayrıca hamiline yazılı çeklerde takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almaması halinde ve bankaya ibraz için ciro edenin de son hamil olduğunun belirlenmesi durumunda takip alacaklısının yetkili hamil olabilmesi için ibrazdan sonra adı geçene ( temlik hükmünde de olsa ) bir cironun varlığı zorunludur. Aksi takdirde takip alacaklısı yetkili hamil olmaz.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilen mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin Borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : TTK'nın 703. maddesine göre hamiline yazılı bir çek üzerine yapılan bir ciro cirantayı, müracaat hakkına dair hükümler gereğince sorumlu kılarsa da senedin mahiyetini değiştirerek onu emre yazılı bir çek haline getirmez. Ayrıca, Hukuk Genel Kurulu'nun 24.4.1996 tarih ve 1996/12-136 Esas, 1996/288 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere hamiline yazılı çeklerde takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almaması halinde ve bankaya ibraz için ciro edenin de son hamil olduğunun belirlenmesi durumunda takip alacaklısının yetkili hamil olabilmesi için ibrazdan sonra adı geçene ( temlik hükmünde de olsa ) bir cironun varlığı zorunludur. Aksi taktirde takip alacaklısı yetkili hamil olmaz.
Nitekim şikayetçi vekili tarafından dosyaya sunulan 29.12.2003 tarihli dilekçede çekin hamil Süleyman tarafından bankaya ibraz edildiği ileri sürülmüştür. Mahkemece bu husus bankadan araştırılmalıdır. Çeki bankaya ibraz edenin Süleyman olduğunun saptanması halinde, başkaca takip alacaklısına bir ciro bulunmadığından şikayetin kabulü yoluna gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 29.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1998/12-642

K. 1998/650

T. 30.9.1998

• GERİYE DÖNÜŞ CİROSU

• CİRO ( Alacağın temliki )

• ÇEKİN BANKAYA İBRAZINDAN SONRA CİRO EDİLMESİ

• CİRO SİLSİLESİ

6762/m.588,702,705

ÖZET : Gerek isme yazılı, gerekse hamiline yazılı çeklerde ciro silsilesi içerisinde yer alan kişiler için ayrıca geriye dönüş cirosuna gerek yoktur.
DAVA : Taraflar arasındaki “itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5.İcra Tetkik Mercii Hakimliğince davanın reddine dair verilen 28.5.1997 gün ve 1995/314 E-1997-503 K.sayılı kararın incelenmesi davacı muteriz vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 8.10.1997 gün ve 1997/9701-10331 sayılı ilamı:
( … Kambiyo senetleri ile ilgili hak sahipliğini ispat külfeti hakkındaki TTK. 588 ve 702. maddelerinde senedi elinde bulunduranın kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılacağını öngörmüştür. Takip konusu çekleri bankaya ibraz eden Behçet Şafak olup ibrazdan sonra takip yapan hamile bir cirosu yoktur. Hukuk genel Kurulu’nun 24.4.1996 tarih 1996/12-136 Esas, 1996/288 Karar sayılı kararında da açıklandığı gibi, hamile yazılı bir çekin bankaya ibrazından sonra ciro edilmeksizin başkasına elden devri olanaksızdır. İbrazdan sonra alacaklının çekde hak sahibi olabilmesi için TTK. 705. maddesi uyarınca adına alacağın temliki sonucu doğuran bir cironun bulunması gerekir. O halde, takip alacaklısı yetkili hamil olmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir. . . ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosya da ki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.12.1990 gün ve 1990/12-579-658 sayılı kararında isme yazılı çeklerde ciro silsilesi içersinde yer alan ve çeki elinde bulunduran kişiye ayrıca geriye dönüş cirosuna gerek bulunmadığı belirlenmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.4.1996 tarih ve 1996/12-136 esas 1996/288 sayılı kararında ise hamile yazılı çeklerde ciro silsilesi içersinde yer almayan takip alacaklısına, çekin muhatap bankaya ibrazından sonra temlik cirosunun yapılması gerektiği vurgulanmış olup hamiline yazılı çeklerde de ciro silsilesi içersinde yer alan kişiler için ayrıca böyle bir ciro zorunluluğu getirilmemiştir. O nedenle sözü edilen Hukuk Genel Kurulu kararlarında; gerek isme yazılı, gerekse hamiline yazılı çeklerde ciro silsilesi içersinde yer alan kişiler için ayrıca geriye dönüş cirosuna gerek bulunmadığı belirlendiğinden her iki karar arasında çelişki bulunmamaktadır. Bu nedenle, Mercii Hakimliğinin Hukuk Genel Kurulu kararları arasında çelişki bulunduğu hususundaki görüşü yerinde değilsede, anılan görüşün kararda belirtilmesinin sonuca etkili olmamasına, göre Usul ve Yasa’ya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı muteriz vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ), oybirliği ile karar verildi.