Mesajı Okuyun
Old 03-09-2007, 23:21   #1
üye19576

 
Varsayılan Kesinleşmemiş yerel mahkeme kararının basın yolu ile eleştirilmesi, lehe verilen kes

1-5187 Sayılı Basın Kanunun “Yargıyı Etkileme” başlıklı 19/2.maddesinde “Görülmekte olan bir dava kesin kararla sonuçlanıncaya kadar, bu dava ile ilgili hakim veya mahkeme işlemleri hakkında mütalaa yayımlayan kişiler hakkında da birinci fıkrada yer alan cezalar uygulanır.” Hükmü yer almaktadır.
Maddenin 2.fıkrasında; görülmekte olan bir davada verilen karar kesinleşinceye kadar bu dava ile ilgili olarak yargıç ve mahkeme işlemleri hakkında mütalaa yayınlayan kişilere, 1.fıkra hükmünün uygulanacağı takdire yer vermeyecek şekilde amir hüküm olarak düzenlenmiştir.
Burada ki mütalaa yayınlama yasağının sadece ceza davaları yönünden değil, her türlü dava yönünden olduğu açıktır. Yasa bir ayrım yapmadan yayım yasağı getirdiğinden, yargıç ve mahkemelerin işlemlerini “ÖVÜCÜ” veya “KÖTÜLEYİCİ” nitelikteki her türlü mütalaanın yayınlanmasının yasak olduğunu kabul etmek gerekir. Bu yasak yargılama sonunda verilen hükmün kesinleşmesine kadar sürer.1

2-Yargıtay 7.Ceza Dairesinin 08.12.1994 tarih ve 10852 esas,13000 sayılı kararında da kesinleşmemiş mahkeme kararının eleştirilmesinin suç oluşturacağı belirtilmiştir. Bu karar 5680 sayılı yasanın 30.maddesi ile ilgili olup, bu maddenin yeni karşılığı da 5187 sayılı yasanın 19.maddesidir. Benzer bir gerekçede Aynı Dairenin 05.12.1994 tarih ve 10723 esas, 12816 sayılı kararında da yer almıştır.2

3-Bir gazetede: “Yazdıklarımızdan rahatsız olanların bazı akıl hocalarıyla birlikte koştukları adliye kapılarından, Adaletin Mülki Temeli olan hukukun dersini almaları, bu ülke’de ikili ilişkilerin, makam, mevkii güçlerinin hukukun üstünde olmadığını ve de adaletin kontrolünde olduğunu da bir kez daha ortaya koymuştur” şeklinde değerlendirme yapılmasının, 5187 sayılı yasanın 19/2.maddesi kapsamında kalabileceğini düşünüyorum. Zira hukuk dersi alan aslında yerel mahkemedir. Ve bu dersi verende temyiz merciinin kararıdır. Her iki mahkeme kararının da kesinleşmediği kabul edildiğinde, anılan suçun oluştuğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Bu mütalaada yerel mahkeme kararının hatalı, Yargıtay kararının da hukuk dersi nitelinde bulunduğu, bu anlamda halen derdest olan bir davada yerel yargıç ve mahkemenin işlemlerini “KÖTÜLEYİCİ” nitelikte, kesinleşmemiş Yargıtay kararının ise “ÖVÜCÜ” nitelikte, mütalaa edildiği anlaşılabilir.

KAYNAK:
1-Basın Hukuku-Erol ÇETİN- Şekçin Yayıncılık San.ve Tic.A.Ş. Üçüncü Baskı, sf. 68
2-Basın Hukuku-Erol ÇETİN- Şekçin Yayıncılık San.ve Tic.A.Ş. Üçüncü Baskı, sf. 69