Mesajı Okuyun
Old 15-06-2016, 16:54   #4
SARILAR

 
Varsayılan

sayın avcanannn!
Eğer taşınmazlar üçüncü kişiye geçmiş ise tazminat talep hakkınız var. Hasım olarak mirasçılığın ketmi ile menfaat sağlayan diğer mirasçıları hasım göstermeniz gerekir. Örnek karar ekledim.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : URLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2009
NUMARASI : 2005/369-2009/44

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, mirasbırakanları H.E.'in ketmedildiği veraset ilamına dayalı olarak birkısım davalıların k.. muris A.Y.'in maliki olduğu 661 ada 1 parsel sayılı taşınmazın adlarına intikalini sağladıktan sonra diğer davalı A. G.'e satış yoluyla temlik ettiklerini, A.'in iyiniyetli olmadığını; miras bırakanları H.'nin mirasçılığının verasetin iptali kararıyla kesin olarak belirlendiğini ileri sürerek, tapu iptal tescil olmazsa tazminat isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalı A., iyiniyetle taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalılar yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, yolsuz tescil (ketmi verese olgusu) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil; birleşen dava, aynı sebeple tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin olup, Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, toplanan deliller isabetle değerlendirilerek, ketmi verese olgusunun varlığı saptanarak, 27.12.1939 tarih 11/60 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince ikinci el durumunda bulunan davalı A..'in, tapu sicillerinin aleniliği ve güvenirliği ilkeleri uyarınca edinmesinin TMK'nun1023. maddesinde öngörülen iyiniyetli müktesibin iktisabının korunacağı hükmü kapsamında bulunduğu gözetilerek, asıl davanın tümden, birleştirilen davanın ise tapu iptal ve tescil isteği yönünden reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, Mahkemece, taşınmazın aynına yönelik ketmi verese olgusu nedeniyle açılan davaların hiç bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılmasının olanaklı bulunduğu hususu gözardı edilerek, dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu davanın reddine gerekçe olarak kabul edilmiş ise de, bu hususun yasal olduğunu söyleme olanağı yoktur.Yukarıda değinilen davanın reddine dair gerekçe karşısında bu hususa kararda yer verilmiş olması neticeye etkili görülmemiştir.Davacıların, dava ve birleştirilen dava yönünden, tapu iptal ve tescil isteklerinin reddine ilişkin olarak verilen hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle, aleylerindeki hükmün bu yönü itibariyle ONANMASINAAncak, davacıların, birleşen davada, tapu iptal tescil isteği yanında ketmi verese olugusu nedeniyle adlarına yolsuz olarak sicil kaydı oluşan davalılar aleyhine, taşınmazın el değiştirmesi sebebiyle tazminat isteğinde de bulundukları, Mahkemece, tazminat isteğininde reddine karar verildiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, davada dayanılan ketmi verese olgusunun, kesinleşmiş verasetin iptali kararıyla sabit olduğu tartışmasızdır. Çekişme konusu taşınmazın aynı ile ilgili istekte reddedildiğine göre, taşınmazın elden çıkartılması sebebiyle taşınmazın satış değerinden, davacıların miras paylarına tekabül eden bölüm belirlenerek, miras payları oranında davalı A. dışındaki diğer davalılardan tahsili ile davacılara verilmesi yönünde hüküm kurulması gerekirken bu istek yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Şu hususta vurgulanmalıdır ki, bedelden kaynaklanan tazminat istekli davalar için zamanaşımı süresinin, ayın istemek hakkının mutlak olarak ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacağıda tartışmasızdır.
Hal böyle olunca; tazminat isteği yönünden yukarıda değinildiği şekilde hüküm kurulması gerekirken, bu istek yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 16.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (kararara içtihat sitesi.)

Siz öncelikle asliye hukuk mahkemesinde hatalı mirasçılık belgesinin iptali için hasımlı olarak mirasçılık belgesinin iptali dava açmalısınız. Bu davayı müteakip (zamanaşımı problemi olabileceği için hemen )tapu iptali tescil olmadığı takdirde tazminat talepli dava açmalısınız.
Yukarıdaki karar doğrultusunda olayı değerlendirerek zamanaşımı konusunu özellikle dikkate alarak dava açınız.Hasmınız mirasçılığın ketmi ile menfaat sağlayan diğer mirasçılardır. Saygılar