Mesajı Okuyun
Old 24-09-2006, 18:24   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Katkı

13. HUKUK DAİRESİ
E. 1996/2290
K. 1996/2831
T. 25.3.1996
• DEVREMÜLK SATIŞI ( Satıcının Satın Alana Gerekli Güveni Vererek Sözleşme Yapıp Alıcının da Tüm İfa Edimlerini Yerine Getirdikten Sonra Sözleşmenin Geçersizliğini İleri Sürmesi )
• SÖZLEŞMENİN GEÇERSİZLİĞİ ( Satıcının Satın Alana Gerekli Güveni Vererek Sözleşme Yapıp Alıcının da Tüm İfa Edimlerini Yerine Getirdikten Sonra Sözleşmenin Geçersizliğini İleri Sürmesi )
• İYİNİYET ( Satıcının Satın Alana Gerekli Güveni Vererek Sözleşme Yapıp Alıcının da Tüm İfa Edimlerini Yerine Getirdikten Sonra Sözleşmenin Geçersizliğini İleri Sürmesinin İyiniyete Aykırılığı )
743/m.2, 634
818/m.213
2644/m.26
ÖZET : Satıcı satın alana gerekli güveni verip sözleşme yaptığı halde alıcının da tüm ifa edimlerini yerine getirmesine rağmen bu kez sözleşmenin geçersizliğine dayanması ve bundan kendisine yararlar çıkarması çelişkili bir durum olup, objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmaz.

DAVA : Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Cengiz Ballıkaya gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR : Davacı, Datça Tatil Köyünde devre mülk satın alınmasına dair sözleşmenin davalı tarafından tek yanlı feshinin hukuken geçersiz olduğunun tesbitini, devre mülk hakkının kullanılmasına vaki müdahalenin önlenmesini istemiştir.

Davalı davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasında satışa konu edilen villanın ( devre tatil ) hakkının nitelikleri 22.2.1994 tarihli "Billur Kent Datça Tatil Köyü" devremülk villa satış sözleşmesi "başlıklı" sözleşmede belirtilmiş özellikle 2. maddesinde alıcının borçları bölümünde bu hakkın taşınmaz mal üzerinde mülkiyetten gayrı ayni hak tesis edilmesini satıcıya yükümlediği vurgulanmıştır.

Şu durum karşında öncelikle belirtelim ki tapulu taşınmazın mülkiyetinin devrine mülkiyetten gayri ayni bir tesisine ilişkin sözleşmelerin resmi biçimde düzenlenmesi gerekir. ( BK. mad 213. MK. mad. 634, Tapu Kanunu md. 26 ), Ne var ki taşınmaz mal harici sözleşmeye rağmen satın alana teslim edilmiş ve onun egemenlik alanına karşılıklı rıza ile bırakılmıştır. Somut olayın Bu özelliği karşısında M.K.nun 2. maddesi uyarınca sözleşmenin geçersizliğinin savunulamayacağı çok açıktır. Gerçekte de satıcı satın alana gerekli güveni verip sözleşme yaptığı halde alıcının da tüm ifa edimlerini yerine getirmesine rağmen bu kez sözleşmenin geçersizliğine dayanması ve bundan kendisine yararlar çıkarması çelişkili bir durum olup, objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmaz. Dosyadaki bilgi ve belgelerden devre mülk konusu taşınmaz malın 1.8.1994 tarihinde davacıya teslim edildiği belirgindir. Esasen dosya tümüyle incelendiğinde ve sav savunma değerlendirildiğinde görüleceği üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın salt satın alınan devre mülk yönetim giderlerinin ödenip ödenmemesi noktasında toplandığı ve akdin feshinin de bu olguya dayandırıldığında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Hal böyle olunca mahkemenin sözleşmenin geçersizliğine dayanılarak akdi fesih etmesi hem HUMK. mad. 76 hemde az yukarıda açıklandığı şekilde M.K.nun 2. maddesine aykırıdır. Öte yandan 22.7.1994 günlü sözleşmenin 1. sayfasının 3. bendinde alıcının borçları olarak belirtilen bölümün 4. maddesinde davacı alıcının tatil köyünün yönetim ve genel giderlerine payı oranında ve yönetim planına göre ödemede bulunması yükümlenmiş ise de bunun ödenmemesi durumunda davalının davacıyı temerrüde düşürmediği özellikle BK. 106 maddesine uygun önel vermediği açıktır. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve nitelendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

Davada dayanılan ve dosyaya konulan dairemizin 1994/9034 esas ve 10529 karar numaralı 28.11.1994 tarihli ilam da bu davadaki maddi olgularla ayniyet arzetmediği özellikle taşınmaz malın teslim edilmemiş olması durumu gözönünde tutulduğunda emsal olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.