Mesajı Okuyun
Old 20-11-2013, 17:29   #364
Avukat mc

 
Varsayılan

Merhaba,

Bu hafta içinde RED kararı ile sonuçlanan bir davamda, dosyaya Yargıtay 5HD'nin 2013/14809 Esas - 2013/18368 Karar sayılı ilamı sunuldu.

Buna göre Yargıtay, hukuki el atmalarda, hiçbir tarih ayrımına girmeksizin; Anayasa Mahkemesi'nin 25.09.2013 tarihli kararındaki "kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyedliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği, imar kısıtlamalarında taşınmaz zilyedliği malikte kalmaya devam etmekte olup, yazlnızca malikin tasarruf yetkisinin ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği" yolundaki saptamasına atıf yaparak adli yargının görevsiz olduğuna hükmetmiştir.

Böylece, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun devrim niteliğindeki 15.12.2010 tarihli kararından sonra, kanaatimce siyasi baskı ile yargıya geri adım attırılmıştır.

Bu noktada, bahsi geçen davaların açılabilmesi için tamamlanması gereken "idari başvuru yollarının" ne olduğu (Kamulaştırma Kanunu'nun 6487 sayılı Kanun'la değişik Geçici 6. Madde hükmü) idare mahkemelerinde nasıl çözüme kavuşturulacağı, idare hakiminin sadece gelirden mahrum kalmak vb. gibi nedenlerle cüz'i bir tazminata mı yoksa taşınmazın gerçek bedeline mi hükmedeceği, idare adına tescilin ne şekilde olabileceği vs. gibi birçok soru ile başbaşa kalmış bulunuyoruz.

Sürecin başından sonuna bakıldığında, Yargıtay 5 HD'nin hukuka bağlı kalma yolunda önemli bir irade sergilediğini ancak siyasi baskıyla sindirildiğini düşünüyorum.