Mesajı Okuyun
Old 11-10-2012, 06:37   #19
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sellcen
merhaba
muvekkillerimizin ölen babası,3.eşine daha sonra temlik edilmek üzere eşin uzaktan akrabası olan bir sahısla(davalı)muvazaalı olarak bır satıs sozlesmesı yaptıgını dusunuyoruz.muris varlıklı bırı oldugundan dava konusuu tasınmazın satısın yapılmasının gereksız oldugu kanaatindeyim.bilirkişi raporu ile 308.000tl olarak takdır edılen dava konusu,davalıya 39.000tl ye satılmıstır.davalı taraf kesıf sonucu belırlenen degerın tasınmazın ımar durumunun gozetılemeden yapıldıgını gercegı yansıtmadıgını ılerı surmektedır.tanık larla murısın esının davalı ıle akrabalık ılıskısı oldugunun soylenmesıne ragmen,gereklı delıl ve ıspatlarda bulunulmadıgını ılerı surmektedırler.ayrıca murıs kanser hastasıdır fakat gıderlerını karsılayacak durumda oldugundan satıs yapmasını gerektırecek bır durum yoktur.kısaca muvazaalı bır durum oldugunu ıspatlayabılmem ıcın nasıl bır yol ızlemelıyım?

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Kolay gelsin...