Mesajı Okuyun
Old 12-11-2006, 13:33   #45
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

12 Kasım

1948 – Tokyo Savaş Mahkemesinde Japon savaş suçluları cezalandırıldı.


İkinci Dünya Savaşından sonra tıpkı Almanya ‘daki Nürnberg Mahkemeleri gibi Müttefikler Tokyo’da ve Japonya dışında başka yerlerde de savaş suçlularını yargılamak üzere mahkemeler kurdular. 5 bin Japon yargılandı ve 900 den fazlasının cezası infaz edildi.
***

İnsanlığın ilerlemesi biraz da uluslararası ceza hukukunun ilerlemesiyle olacaktır.

Tokyo Mahkemeleri ve Uluslararası Ceza Mahkemeleri hakkında ve ilgili uluslararası sözleşmeler hakkında bilgiler aşağıda sunulmuştur :

“Rahatlatıcı kadınlar” terimi Filipinler, Tayland, Vietnam, Malezya, Çin, Güney ve Kuzey Kore, Japonya, Endonezya, Hollanda ve Japonya işgali altındaki diğer ülke ya da bölgelerde Japon askeri birlikleri tarafından 2. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında cinsel köleliğe zorlanan genç kadınları tanımlamak için kullanılıyor.
Bu ihlal Japonya yetkilileri tarafından savaş sırasında üslendikleri yerlerde kurulan “rahatlama istasyonlarında” gerçekleştirildi. Genellikle kaçırılan ya da kandırılan kadınlar bu istasyona getiriliyordu, bazen de yoksul ailelerinden satın alınıyordu.
Aslında kurumsallaşmış tecavüz olan bu ihlalin yaygın olarak sürmesine rağmen, “rahatlatıcı kadınlar” meselesi, 2. Dünya Savaşının ardından Japonya’nın savaş suçlularını yargılamak üzere kurulan Uzak Doğu Uluslararası Askeri Mahkemesi tarafından göz ardı edildi. Yalnızca Endonezya’daki Hollanda askeri mahkemesi sırasında, sadece Hollandalı kadınların cinsel köleleştirilmesi ile ilgili yargılama yapıldı. Endonezyalı kadınlara yönelik benzer suçlar cezasız kaldı.
Aşağılanmış ve utanç içindeki “rahatlatıcı kadınlar” onyıllarca sessiz kaldı. Ta ki Japonya hükümetinin sistemle ilişkisini ısrarla reddetmesine tepki olarak 1990ların başında konuşmaya başlayıncaya kadar. Mağdurlar ağır bir travma yaşamış, birçoğu asla evlenmemiş ve bir çoğu sürekli tecavüz sırasında oluşan hasarlar ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklar nedeniyle çocuk sahibi olamamış.
1992 yılında Profesör Yoshimi Yoshiaki tarafından Japonya hükümetinin ilişkisiyle doğrudan bağlantılı kanıtları buluncaya kadar Japonya hükümeti “rahatlatıcı kadınlar” sistemiyle ilgili her türlü sorumluluğu reddetti. Daha sonra çok sayıda resmi özür yayınlamasına rağmen bunların hiç biri mağdurlar için kabul edilir değildi. Üstelik Japonya hükümeti cinsel kölelik kurbanları ve destekçilerinin ısrarlı kampanyalarına ve uluslararası eleştirilere yanıt olarak 1995 yılında Asyalı Kadınlar Fonu’nu kurdu. Ancak bu fon mağdurlar tarafından Japonya hükümetinin uluslararası yasal sorumluluklarından sıyrılmanın bir yolu olarak algılanmaktadır.
http://www.amnesty-turkiye.org/v2810200501.si



"Tümgeneral Dr. Kawahima Kiyoshi, deneylerde kullandığınız insanların listesi nerede?" diye sordu Rus savcı.
"Adları yoktu, onlar birer marutaydı, yani ağaç kütüğü, sadece numaraları vardı" diye yanıtladı doktor.
"Bu erkeklere, kadınlara, çocuklara ne oldu?" diye sordu savcı.
"Deneylerden sonra öldüler."
Marutaların çoğu Çinli, Koreli, Moğol ve Rus’tu, pek azı da savaş tutsağı Amerikalı. Sayıları bilinmiyor. Kimine göre 3 bin, kimine göre 10 bin. Nazi doktorların yaptıkları en ince ayrıntısına kadar hemen ortaya çıktı da, aynı tarihlerde Mançurya’daki 731. Japon birliğindeki insanlık suçları hálá karanlıkta.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...sp?yazarid=145

Uluslararası Ceza Mahkemeleri hakkında
http://www.amnesty-turkiye.org/ppt/UCMSunum.pps

ULUSLARARASI CEZA YARGILAMALARI hakkında
Bu yolda ilk somut adımın Nürnberg ve Tokyo Mahkemeleri olarak anılan II. Dünya Savaşı sonrası yargılamalarıyla atıldığını görüyoruz. Galiplerin mahkemesi olan bu iki mahkeme yine de ilk uluslararası mahkemelerdi ve özellikle Nürnberg Askeri Mahkemesi (çünkü Tokyo’nun meşruluğu çok daha tartışmalıydı) önemli bir miras bıraktı. Herşeyden önce, uluslararası ceza yargısına konu bakımından damgalarını vurdular. Nürnberg’de yargılanan suçlar barışa karşı suçlar, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardı. Nürnberg sayesinde daha önce normatif düzeyde tanımlanmış (burası epeyce tartışmalı olmakla birlikte) ve yasaklanmış bu eylemlerin uluslararası düzeyde bireysel cezai sorumluluk konusu olduğu geri dönülmez biçimde teyit edildi. Ayrıca, bu mahkemelerin, uluslararası ceza yargılama usulü bakımından da önemli katkıları oldu.
http://politics.ankara.edu.tr/~alpkaya/diyarbakir.htm