Mesajı Okuyun
Old 09-02-2009, 13:27   #8
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan arbitrator
Değerli meslekdaşlarım,

Hukuki müesseseleri ihtiyaçlarımız doğrultusunda değerlendirmeliyiz diye düşünüyorum.

İlk olarak, ihtiyati tedbir "aynı münazaalı olan şey" üzerine konulur. Değerli meslekdaşım der ki, "trafik kazası sonrasında araç üzerine ihtiyati tedbir konulması"...
Aracın aynı münazaalı mı? Hayır...

Peki istem ne? Trafik kazası nedeniyle uğradığım zararı hükme bağlattığımda, alacağımı aracın satış bedelinden kolayca almak!
Peki bunun yolu ne? Elbette ihtiyati haciz.

Uygulamada sıklıkla alacağın tahsilini sağlamak için ihtiyati tedbir talep edildiği ve mahkemelerin de bu yönde kararlar verdiği görülmektedir. İhtiyati tedbir alacağın tahsili için koruma sağlamaya elverişli değildir.

Geriye tek bir sıkıntı kalıyor: ihtiyati tedbirin sınırları. Yine uygulamada ihtiyati tedbir "üçüncü kişilere devir ve temlikin önlenmesi" şeklinde karara bağlandığından, iradi ve rızai satışlar engellenebilirken, icra satışları engellenememektedir. Oysa HUMK.101/2 bunu da sağlayacak imkanı bize vermektedir.

Bütün bu sıkıntıların çözümü avukat arkadaşların ne istediklerini iyi bilip iyi ifade etmeleri, hakim arkadaşların da müesseseleri birbirinden ayırdedip, amaca uygun geçici hukuki koruma yöntemlerine başvurmalarıdır.

Saygılarımla.

Sayın "arbitrator"e aynen katılıyorum.

Bunun yanı sıra, bazı durumlarda ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir kararı olmaksızın; ihtiyati tedbir de ihtyiati haciz kararı olmaksızın bir mana ifade etmemektedir. Örnek, tasarrufun iptali davaları... İhtiyati haciz koysan, devri mümkün... Devrin önlenmesi yönünde htiyati tedbir versen, muvazaalı ya da gerçek hacizler önüğne geçebilir. Çözüm? Her ikisini birlikte talep etmek; ayrı ayrı.

Örneğin, bir tasarrufun iptal davasının istem sonucu şu şekilde kaleme alınmalıdır:


Alıntı:

a) Davalılardan xx adına kayıtlı aaaaaa meskenin takip konusu alacak ve eklentilerinin ulaştığı miktar kadar İHTİYATEN HACZİNE,


b) Dava devam ederken yapılabilecek muhtemel devirlerin ileride telafisi imkansız ya da zor zararlara yol açabileceğinden, dava konusu taşınmazın ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARA DEVRİNİN ÖNLENMESİ YÖNÜNDE, İHTİYATİ TEDBİR kararı verilmesine...



İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz ayrımına çok dikkat etmeliyiz.