Mesajı Okuyun
Old 05-02-2009, 19:37   #7
arbitrator

 
Varsayılan

Değerli meslekdaşlarım,

Hukuki müesseseleri ihtiyaçlarımız doğrultusunda değerlendirmeliyiz diye düşünüyorum.

İlk olarak, ihtiyati tedbir "aynı münazaalı olan şey" üzerine konulur. Değerli meslekdaşım der ki, "trafik kazası sonrasında araç üzerine ihtiyati tedbir konulması"...
Aracın aynı münazaalı mı? Hayır...

Peki istem ne? Trafik kazası nedeniyle uğradığım zararı hükme bağlattığımda, alacağımı aracın satış bedelinden kolayca almak!
Peki bunun yolu ne? Elbette ihtiyati haciz.

Uygulamada sıklıkla alacağın tahsilini sağlamak için ihtiyati tedbir talep edildiği ve mahkemelerin de bu yönde kararlar verdiği görülmektedir. İhtiyati tedbir alacağın tahsili için koruma sağlamaya elverişli değildir.

Geriye tek bir sıkıntı kalıyor: ihtiyati tedbirin sınırları. Yine uygulamada ihtiyati tedbir "üçüncü kişilere devir ve temlikin önlenmesi" şeklinde karara bağlandığından, iradi ve rızai satışlar engellenebilirken, icra satışları engellenememektedir. Oysa HUMK.101/2 bunu da sağlayacak imkanı bize vermektedir.

Bütün bu sıkıntıların çözümü avukat arkadaşların ne istediklerini iyi bilip iyi ifade etmeleri, hakim arkadaşların da müesseseleri birbirinden ayırdedip, amaca uygun geçici hukuki koruma yöntemlerine başvurmalarıdır.

Saygılarımla.