Mesajı Okuyun
Old 03-12-2006, 13:21   #15
kağanulaş

 
Varsayılan

Kısa bir hatırlatma yapayım önce. Aranan kelimeler Türkçe olduğu için Türkiye'den iller ilk sıralarda. Bu kelimelerin başka dillerdeki karşılığının aranma sıklığına baktığınızda farklı sonuçlar çıkmaktadır. Özetle Amerikalılar "tecavüz" ile ilgili birşey aradıklarında "tecavüz" yazmadıkları için listede yoklar. Aynı linkte "rape" veya "raped" aramalarının sıklığına baktığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız. Tüm dünya bu rezilliğin içinde.

Yasak konusuna gelince ben kişisel olarak yasaklanmasının anlamsız olduğunu düşünüyorum. Ancak bu tür şeyleri tasvib ettiğim için değil, bu yasaklamanın bir çözüm olacağına inanmadığım için böyle düşünüyorum.

(KESİNLİKLE KABUL ETMEDİĞİM VE HASTALIKLI DERECEDE YANLIŞ BULDUĞUM MODERNİTE ALGISININ BU TÜR OLAYLAR İÇİN YAKLAŞIMI ŞÖYLE)

Yaşadığımız çağın modern insanı alabildiğine özgür olmalıdır. Modern insanın vücudu, cinsel hayatı, cinsel tercihleri ve zevkleri kontrol altına alınamaz, kısıtlanamaz ve kendisinden başka kimseyi ilgilendirmez. Hele ki internet insanlığın "sınırsız özgürlüğü"ne doğru atılan bir adım olarak ortaya çıkmışken bu tür yasaklamalar özellikle internet ortamında olmamalıdır. İnternete ya da bir başka alana, ahlaki değerler gibi kişiden kişiye, bölgeden bölgeden değişen ve çoğu eskimiş dini inançlardan doğmuş kavramlar dayanak gösterilerek müdahale edilemez.

Örneğin daha önceleri gerek erkeklerin gerek kadınların homoseksüel ilişkisi de ahlaksızlık sayılmakta iken şu anda insanların bu tercihlerine saygı duyulmaktadır. Zamanla terk edilecek eskimiş ahlaki takıntılarla insanların özgürlüğüne müdahale edilemez, edilmemelidir.


Son olarak neden yasağın faydasız olacağıyla ilgili bir kaç şey:

Bu problemin kişisel ve toplumsal ahlak anlayışı ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla düzeltilmesi gereken internetin içeriği değil toplumun içeriği. Düşünün üzerinde yaşadığımız topraklarda Mevlana gibi bir zat yaşamış. Mevlana bir gün sokakta halkın "kötü kadın" olarak tabir edilen bir kızcağızı linç etmek üzere olduğunu görmüş. Kızcağızı insanların arasından alıp kurtarmış, evine misafir etmiş. Yanındakiler "efendim bu kötü işler yapan bir kadındır, sizin evinize misafir olacak bir kişi değildir" demişler. Mevlana "bu kızcağız, kendisinin yoksulluğundan faydalanıp onu geçinebilmek için bu işi yapmak zorunda bırakan erkeklerden daha kötü değildir" demiş. Sonra ne olmuş, Mevlanalar azalmış, yanındakiler gibi düşünenler çoğalmış, bugüne gelmişiz.

Son zamanlarda azalmış olsa da televizyonlarımızda harıl harıl "aldatma" olgusu tartışılıyor. Herkesin üzerinde mutabık kaldığı sonuç şu: "evliyken olmasa iyi olur ama evli olmayanlar için problem yok, kimse kimsenin namusunun bekçisi değildir, kimse kimsenin hayatına karışamaz". Bu anlayış şunu gösteriyor; günümüzde cinselliğin hiçbir mahremiyeti, özelliği, kalmamıştır.

Birçok insan cinsel ihtiyaç ve arzuları neredeyse yaşama sebebi olarak görüyor. Cinsellik artık sadece, aralarında bu ilişkiyi meşru kılıcak bir bağ olan kişiler arasında yaşanacak bir şey olarak algılanmıyor. Yani cinsellik iki insan arasındaki duygusal bağlılık ve birleşmenin vücutlarındaki tezahürü değil, biyolojik bir ihtiyacın giderilmesi ya da alelade bir tatmin. Bu kadar sıradanlaşan, bu kadar alenişelen ve bu kadar süflileşen cinsellik doğal olarak taraflarını da basitleştiriyor. Kadın ve erkek vücudu artık aşık ve maşuku değil birer objeyi ifade ediyor. Bu objeler tüketim malzemesi olarak "ihtiyaç!" sahiplerine sunuluyor. Doğal olarak da zaman içinde sürekli aynı ürünü tüketmekten sıkılan tüketiciler için bu ticari ürünler çeşitlendiriyor. Bu çeşitlendirme bizler için iğrenç boyutlara ulaştı ama talep var ki arz devam ediyor.

İşin özünde yatan bu algılama problemi çözülmeden toplumda, kadın, erkek, cinsellik, aile, kavramlarının sağlıklı tanımları yapılmadan, bu hastalıklı bakış açısının sonucu olarak ortaya çıkan resimlerin, filmlerin internette yasaklanması sağlamak çok da önemli değil gibi geliyor bana.