Mesajı Okuyun
Old 09-08-2012, 22:44   #8
egemen48

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Ceza Genel Kurulu
Esas: 2011/10-19
Karar: 2011/60
Karar Tarihi: 19.04.2011


SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA VE ÜYE OLMA İLE UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇLARI - BERAAT HÜKÜMLERİNİN ALEYHE TEMYİZ EDİLMİŞ OLMASI - YEREL MAHKEME HÜKMÜNÜN ÖZEL DAİRECE İNCELENEBİLECEĞİ - ÖZEL DAİRE KARARININ KALDIRILDIĞI

ÖZET: Sanık S. G. ve diğer sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından yerel mahkeme tarafından verilen beraat hükümlerinin o yer Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe temyiz edilmiş olması nedeniyle Özel Dairece her zaman incelenebilme olanağı bulunmaktadır. Yargıtay C. Başsavcılığı itirazına konu edilen sanık S. G. hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin olarak ise, yerel Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinin de gözönüne alınarak temyiz incelemesi yapılabilmesi için Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

(5083 S. K. m. 1) (1412 S. K. m. 321, 322) (5237 S. K. m. 52, 53, 62, 188)

Dava: Uyuşturucu madde ticareti suçundan sanık S. G.'ın 5237 sayılı TCY'nın 188/3-4, 62, 52, 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis ve 7.500 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.10.2008 gün ve 449-245 sayılı hükmün o yer C.Savcısı ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, o yer C.Savcısının dilekçesini dikkate almadan dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 13.04.2010 gün ve 8991-8735 sayı ile;

<Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanıklar hakkında hükmolunan adli para cezalarının; 5083 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK'nın 321. maddesi gereğince bozulmasına; ancak, bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; YTL olarak hükmolunan adli para cezalarının TL'ye dönüştürülmesi suretiyle, hükümlerin düzeltilerek onanmasına> karar verilmiştir.

Yargıtay C. Başsavcılığı ise 29.12.2010 gün ve 302187 sayı ile;

<…Alınan ihbar üzerine diğer sanıkların telefonları hakim kararıyla dinlemeye alınmış; ancak sanık S. G.'ın bu kişilerden B. K. ile yaptığı telefon konuşmaları Cumhuriyet savcısı veya hakim kararı olmadan dinlenmiştir. Daha sonra sanık K. S.'ın sevk ve idaresindeki tır aracında gizlenmiş olan suç konusu uyuşturucu madde ele geçirilmiştir.

Cumhuriyet savcısı veya hâkim kararı olmadan sanık S. G.'ın telefon konuşmalarının dinlenmesi hukuka aykırı olup delil olarak hükme esas alınamaz. Bu konuşmaların <tesadüfen elde edilen delil> olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir; çünkü konuşmalar soruşturması yapılan suçla ilgilidir. Öte yandan, sanık S.'ın telefon konuşmalarına değişik anlamların yüklenmesi mümkün olduğundan ve suçla ilgisi kesin biçimde belirlenemediğinden, bu telefon konuşmaları sanığın mahkûmiyeti için yeterli delil niteliğinde de değildir.

Sanık S. tüm aşamalarda suçla ilgisinin bulunmadığını söylemiştir. Bu sanığın suça iştirak ettiği konusunda diğer sanıkların bir beyanları da bulunmamaktadır.

Sonuç olarak, sanık S. G.'ın savunmasının aksine, atılı suçu işlediğine ilişkin, hukuka aykırı olarak dinlenen ve suçla ilgisi de açık biçimde anlaşılmayan telefon konuşmaları dışında, kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığından, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır" görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

Ceza Genel Kurulu Kararı

İtirazın kapsamına göre inceleme, sanık S. G. hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmaktadır.

Sanık S. G.'ın yerel mahkeme tarafından 5237 sayılı TCY'nın 188/3-4, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis ve 7.500 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilen somut olayda Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti suçunun sübutuna ilişkin ise de, öncelikle bu suçtan verilen mahkumiyet hükmünün yerel Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz edilip edilmediğinin ve bu temyizin Özel Daire tarafından yapılan inceleme sırasında değerlendirilip değerlendirilmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.

İncelenen dosya içeriğinden;

Yerel mahkeme hükmünün sanık müdafii ve itiraza konu edilmeyen diğer sanıklar müdafileri dışında o yer Cumhuriyet savcısı tarafından da 17.10.2008 tarihli dilekçeyle temyiz edildiği, temyiz dilekçesinde suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği görüşünün yanında; <uyuşturucu madde ticareti suçundan sanıkların suçun işlenmesindeki konumları dikkate alınmadan ve kişiselleştirme yapılmadan tüm sanıklara teşdiden aynı cezanın verilmesinin isabetsiz olduğu, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından ise beraat eden sanıkların mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerektiği> görüşünün de dile getirildiği, böylece yerel Cumhuriyet savcısınca sanık S. G. ve diğer sanıklar hakkında hem uyuşturucu madde ticareti hem de suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından verilen hükümlerin temyiz edildiği, Özel Daire tarafından ise Cumhuriyet savcısının temyizi dikkate alınmadan sanıklar müdafilerinin temyiziyle sınırlı olarak temyiz incelemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.

Sanık S. G. ve diğer sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve üye olma suçlarından yerel mahkeme tarafından verilen beraat hükümlerinin o yer Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe temyiz edilmiş olması nedeniyle Özel Dairece her zaman incelenebilme olanağı bulunmaktadır. Yargıtay C. Başsavcılığı itirazına konu edilen sanık S. G. hakkında uyuşturucu madde ticareti suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin olarak ise, yerel Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinin de gözönüne alınarak temyiz incelemesi yapılabilmesi için Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire düzelterek onama kararının sanık S. G.'a ilişkin olarak kaldırılmasına, yerel Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesi yönünden de temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,

2- Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 13.04.2010 gün ve 8991-8735 sayılı düzelterek onama kararının sanık S. G.'a ilişkin olarak KALDIRILMASINA,

3- Dosyanın, yerel Cumhuriyet savcısının dilekçesine yönelik temyiz incelemesi yapılması için Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.04.2011 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi. (¤¤)