Mesajı Okuyun
Old 30-12-2010, 12:54   #4
Av. Yavuz Şahin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avukat.derviş.yıldızoğlu
Müvekkile ait birbirine komşu 3 parselden oluşan arsası vardır. Arsa şehirler arası yol kenarında olup, bölünmüş yol yapım çalışmaları sırasında, Karayolları tarafından taşınmazlara el atıldığı düşünülmekteydi. Bu sebeple, kamulaştırmasız el atma davası açtık. Yapılan keşif neticesinde, bilirkişi raporuna göre, yoldan taşınmazlara herhangi bir elatmanın söz konusu olmadığı rapor edilmiştir. Ancak Karayolları tarafından davaya verilen cevapta, müvekkile ait olan taşınmazların belirli miktarının yola dahil edilmek üzere (muhtemelen banket ve kaldıırım olarak) kamulaştırma işlemine başlanıldığı, ancak ödenek yetersizliği nedeniyle kamulaştırmanın yapılamadığı belirtilmiştir. Bu durumda, mevcut haliyle bir elatma görünmemektedir. Ancak; müvekkil, dava konusu arsaları, kamulaştırma yapılacağı için kullanamamakta, belediye de bu arsalarla ilgili herhangi bir yapı ruhsatı vermemektedir. Özetle, müvekkil bu taşınmazlardan yararlanamamakta, yararlanma imkanı da bulunmadığından mağdur olmaktadır. Buna rağmen, mahkeme, bilirkişi raporunu dikkate alarak, el atma olmadığı gerekçesiyle davayı reddetme eğilimindedir. Ben de açıkçası ne yapacağımı bilemediğim için yeniden keşif talep ettim ve yenidenkeşif yapılacak. Bu durumda ne yapılabilir? Acaba yanlış bir dava mı açtım? Bu konudaki değerli cevaplarınızı bekliyorum. Saygılarımla..

Şayet müvekkilleriniz bu nedenler taşınmazları kullanmıyorlarda kamulaştırmasız el atma davası açmanız gayet yerindedir. Aşağıya alıntıladığım genel kurul kararı işinize yarayacaktır.

Alıntı:
T.C. YARGITAY

HUKUK GENEL KURULUE.

2004/5-555 K.

2005/17 T. 2.2.2005.

KONU: KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA BEDELININ TAHSILI TALEBI. IMAR UYGULAMASI SONUCU DAVACIYA PAY TAHSIS EDILEN TAŞINMAZIN IMARPLANINDA OKUL ALANI OLARAK AYRILMASI

DAVA: Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız el atma iddiasına dayalı tazminat " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 24.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 9.6.2003 gün ve 961-362sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesi'nin 15.12.2003 gün ve 10879-14352 sayılı ilamıyla; ( ...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Davalı idare, davacıların da paydaş olduğu taşınmaza fiilen el atmadığı gibi, üzerinde tesis de yapmadığından, kamulaştırmasız el attığından bahisle bedelin tahsiline karar verilmesi, Doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR: Dava, kamulaştırmasız el atma iddiasına dayalı bedel istemine ilişkindir. Mahkemenin; "Kamulaştırmasız el atma koşullarının kayden ve hukuken gerçekleştiği" gerekçesiyle, "davanın kabulüne" dair verdiği karar, Özel Daire'ce yukarıda yazılı nedenle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesine göre uygulamaya tabi tutularak davacılara pay tahsis edilen dava konusu imar parseli, imar planında lise alanı olarak ayrıldığından; davacıların taşınmazdan bağımsız yararlanma ve başka türlü kullanma olanağı kalmadığına göre; mahkemenin, kamulaştırmasız el atma koşullarının gerçekleştiği yönündeki direnme kararı yerindedir. Ne var ki bozma nedenine göre işin esası Özel Daire'ce incelenmediğinden, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire'ye gönderilmelidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnmesi yerinde görüldüğünden, davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5. HUKUK DAIRESINE GÖNDERILMESINE, 02.02.2005 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.