Mesajı Okuyun
Old 15-03-2010, 17:37   #23
Av.Ferahfeza

 
Varsayılan

(Nasıl kaçmış gözümden ya )

AVUKAT KAYAR'DAN BAKAN KAVAF'A BİR HATIRLATMA

"Kadınların Güvenliğini Sağlamak, Hükümetin Sorumluluğu"

Avukat Kayar, kadınların şiddetten korunması için kolluk kuvvetlerinin her ihbarı kayda geçirmekle, hükümetlerin de kolluk kuvvetlerini izlemek ve doğru - sağlıklı veri toplamakla sorumlu olduğunu hatırlatıyor, "Aksi uluslararası anlaşmalara aykırıdır" diyor.

"Hükümetler, kadını şiddet ortamlarından korumak ve kadınlara güvenli bir hayat sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinden uluslar arası anlaşmalar kapsamında sorunlu tutulacaktır."

KAHDEM Kadınlara Hukuki Destek Merkezi Derneği'nden avukat Habibe Yılmaz Kayar, kolluk kuvvetlerinden yardım istedikleri halde aile bireyleri tarafından öldürülen dört kadınla ilgili bilgisi olmadığını açıklayan Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'a sorumluluğunu bu sözlerle hatırlatıyor.

Kolluk kuvvetleri "önlem almakla" yükümlü
Kayar'a göre, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde kolluk kuvvetlerinin, savcılıkların, aile mahkemelerinin ve sosyal hizmetlerinin işbirliği içinde ve etkili önlemler alması gerekiyor. Ancak sistem sağlıklı işlemiyor, kadınlar öldürülüyor.

Kayar'a göre, kolluk kuvvetlerinin kadına yönelik şiddetin önlenmesinde birden çok görev düşüyor. Öncelikli görev, şiddetin önlenmesi için önlem almak. Bunun için de gelen her ihbarın ciddiyetle değerlendirilmesi, kayda geçirilmesi ve savcılığa bildirilmesi gerekiyor. Bundan sonra savcılık 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun kapsamında aile hâkimliğinden koruma istiyor.

Kolluk kuvvetlerinin diğer görevleri, şiddet uygulayan kişiye koruma kararını bildirmek ve kararın uygulanıp uygulanmadığını izlemek; başvuran kadınlara süreci ve barodan avukat atanabileceğini anlatmak.

Ancak bu konularda da aksaklıklar yaşanıyor. Kayar'a göre, kolluk kuvvetleri kadınlardan darp gördüklerine dair rapor bekliyor; kadınları kendilerine şiddet uygulayan kişilerle barıştırmaya çalışıyor; koruma kararının uygulanıp uygulanmadığını izleme ve kadınları doğru yönlendirme sorumluluğunu da yerine getirmiyor.

Kayar, gelen ihbarları kayda geçirmeyen ve gerekli işlemleri yapmayan kolluk kuvvetlerinin hem 4320 sayılı kanuna hem de CEDAW sözleşmesi ve sözleşmenin yorumu niteliğindeki 19 nolu genel Tavsiye Kararına aykırı davranmış sayılacağını hatırlatarak haklarında görevi ihmal suçlamasıyla işlem başlatılması gerektiğini vurguluyor.

Kadınlar mesai saatleri dışında korunmuyor
Şiddetin daha çok yaşandığı geceleri ve hafta sonlarında Aile Mahkemeleri çalışmıyor. Kayar, bu sorunun çözümü için geceleri ve hafta sonu süresince nöbetçi savcıların koruma kararı verebilmesi için yasal düzenleme yapılmasını öneriyor.

Mağdurlara ilişkin bilgiler doğru, sistemli bir biçimde tutulmalı
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için doğru verilere ulaşmak ve mağdurun öyküsünün kayıtlarda yer alması çok önemli. Çünkü kadının önceki başvuruları hakkında bilgi sahibi olduğunda riski değerlendirmesi kolaylaşır. Oysa Kayar'a göre, Kavaf'ın yanıtı, mağdurlara ilişkin bilgilerin sistemli bir biçimde tutulmadığını gösteriyor.

Kayar, CEDAW Komitesi'nin 2005'te Türkiye'ye bilgi kıtlığı yönünde eleştiride bulunduğunu hatırlatıyor ve kararlı bir politika izlenmesi çağrısında bulunuyor:

"Sayın Bakan Kavaf'tan aile içi şiddet konusunda yaşanan sorunların doğru verilerle değerlendirilmesi için konunun tarafları ile etkili bir işbirliğine girmesini, sözleşmenin ve genel tavsiye kararlarının gereğince uygulanması için kararlı bir politika izlemesini beklemekteyiz." (BB)

Burçin BELGE burcin@bianet.org İstanbul - BİA Haber Merkezi12 Mart 2010, Cuma