Mesajı Okuyun
Old 03-04-2004, 21:50   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Siyaset, Üst Yönetim Ve İş Yaşamında Kadın

1-



Siyaset, Üst Yönetim ve İş Yaşamında Kadın



Kadınların statüsünün değişiminde çok önemli olan yasal düzenlemelerin yapılması ve Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde olduğu gibi Anayasanın 10. maddesine "olumlu ayrımcılık yapılabileceği" ibaresinin eklenmesi gerekiyor.



--------------------------------------------------------------------------------
TESEV
02/04/2004
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) için Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Binnaz Toprak'ın birlikte yaptıkları "Türkiye'de Kadınların siyaset, üst yönetim ve iş yaşamına katılması" çalışmasının özetini sunuyoruz.
Bu çalışma, Türkiye halkını temsil niteliğine sahip bir örneklem çerçevesinde Haziran - Temmuz 2003 tarihleri arasında 1557 kadın ve 993 erkekle yapılan yüz yüze görüşmelere dayanmaktadır. Çalışmanın çıkış noktası, kadınların siyasete, üst yönetime, ve iş yaşamına katılmalarına ilişkin başlatılmış ve o tarihlerde Batı toplumları için bile ileri sayılabilecek Cumhuriyet reformlarına rağmen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı 2003 istatistiklerine göre, Türkiye'nin bu konuda tüm Avrupa Birliği ve Birliğe adaylıkları kabul edilmiş ülkelerden, hatta pek çok İslam ülkesinden, geride kalmış olmasının nedenlerini araştırmaktır.

Uluslararası bu istatistikler, Avrupa Birliği'ne üyeliği ulusal hedef olarak benimsemiş Türkiye Cumhuriyeti'nin kadının statüsünü yeniden değerlendirmesi ve bir acil eylem planıyla Türkiye'de kadınların statüsünün çağdaş AB normlarına göre yeniden şekillenmesi gereğine işaret etmektedir.

Bu konu, demokrasisini güçlendirecek açılımlara giderek hız kazandıran Türkiye Cumhuriyeti'nde nüfusun yarısını oluşturan kadınlar açısından önemli olduğu kadar, kadın-erkek eşitliğini medeniyet projesinin temeline oturtmuş olan Avrupa Birliği'ne üyelik kriterlerini karşılamamız açısından da, ivedilikle ele alınması gereken sorunlar arasındadır.

Hatta, kadın konusunda bir eylem planı oluşturulmasının, Aralık 2004'te Türkiye'nin adaylık statüsüne ilişkin Avrupa Birliği kararında çok olumlu bir etki yapacağı görüşündeyiz. Nitekim, Türkiye'de kadınların statüsüne ilişkin eleştiriler AB yetkilileri tarafından sıkça dile getirilmeye başlamıştır. Bu açıdan bakıldığında çalışmamız, akademik yönünün yanı sıra kadınlara yönelik politika değişikliklerine ışık tutmak amacını da gütmektedir.

Bulgularımız, Türkiye toplumunda kadınların kamu alanındaki rolü konusunda kireçleşmiş bir muhalefet olmadığını, bilakis kadınların gerek eğitim sürecine gerekse iş yaşamı, üst yönetim, ve siyasete katılmalarının halk tarafından desteklendiğini, hatta bu konuda kadınlara yönelik olumlu ayrımcılık uygulamalarının kabul göreceğini ortaya çıkarmıştır.

Aynı zamanda, halkın önemli bir çoğunluğu, bugüne kadar gelmiş geçmiş hükümetlerin ve siyasal partilerin kadın sorunsalına yeterince önem vermediklerini düşünmektedir.

Bu bulguya katılarak ve buradan hareketle, Cumhuriyet kadınlara eşit haklar tanımış olduğu için yapılabilecek tüm değişikliklerin gerçekleştiği türü resmi söylemin, Türkiye'de kadın sorunsalını tartışmayı siyasetin dışına ittiği kanısındayız. Diğer bir deyişle, Cumhuriyet'in ilk yıllarının kadına kazandırdıklarıyla yetinmek, siyasal kadroların tercih ettiği bir politikaya dönüşmüştür. Çalışmamızın, mevcut hükümet ve muhalefete bu konuda yapılması gerekenler hakkında ipuçları vereceğini umuyoruz.

Bu çalışmadaki bulguları ve önerilerimizi bir kaç başlık altında şöyle özetleyebiliriz: