Mesajı Okuyun
Old 09-01-2010, 12:37   #2
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sorunuza olumsuz yanıt veren bir Yargıtay kararı:
T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/10791

K. 2002/1588

T. 12.2.2002

• İTİRAZIN İPTALİ ( Davacının Yaptığı İcra Takibine Davalının İtirazı-Davacının Merciiye Yaptığı İtirazın Kaldırılması Talebinin Reddi Üzerine İtirazın İptali Davası Açılamaması )

• MERCİİCE İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEBİNİN REDDİ ( Alacaklının İtirazın İptali Davası Açamaması- Genel Mahkemelerde Alacak Davası Açabilmesi )

• TAKİBE İTİRAZ ( Davacının Yaptığı İcra Takibine Davalının İtirazı-Davacının Merciiye Yaptığı İtirazın Kaldırılması Talebinin Reddi Üzerine İtirazın İptali Davası Açılamaması )

• SEÇİMLİK HAK ( Davacının Yaptığı İcra Takibine Davalının İtirazı-Davacının Merciiye Yaptığı İtirazın Kaldırılması Talebinin Reddi Üzerine İtirazın İptali Davası Açılamaması )

2004/m.67

ÖZET : Borçlunun yürütülmekte olan icra takibine yaptığı itiraz, iki şekilde hükümden düşürülebilir. Bu iki yoldan biri itirazın mahkemede iptali, diğeri ise mercice kaldırılması yolu olup, iki yoldan birini tercih etme konusunda alacaklının seçimlik hakkı vardır. Seçimlik hakkını, tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek yolunu seçerek kullanan ve talebi red edilen alacaklı, artık mahkemeden itirazın iptalini ve inkar tazminatına hükmolunmasını isteyemez. Ancak genel hükümlere göre alacak davası açabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Erdal Ulu gelmiş diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının köy tüzel kişiliğine ait tarlayı 20.10.1997 tarihinde kiraladığını, kira süresinin iki yıl, yıllık kirasının da 3.500.000.000 lira olduğunu, davalının ilk yıl kirasına mahsuben 912.500.000 lira ödediğini, ilk yılın kalan kirası ile ikinci yılın kirasını ödemediğini, Keşan İcra Müdürlüğünün 1999/2118 esas sayılı dosyası ile yaptığı icra takibine borçlu davalının itiraz ettiğini, icra tetkik merciine yaptığı itirazın kaldırılması talebinin red edildiğini bildirip, davalının icra dosyasına vaki itirazının iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının taşınmazları kiraya verme yetkisinin olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının itirazının 3.778.125.000 lira üzerinden iptaline, %40 icra inkar tazminatının tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı kiracısından kira alacağının tahsili talebiyle Keşan İcra Müdürlüğünün 1999/2118 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçmiş ve davalının itirazı üzerine takip durmuştur. Davacı, duran takibin devamını sağlamak için itirazın kaldırılmasını icra tetkik merciinden istemiş, tetkik merciince talep red edilmiştir.
Alacaklının, itiraz üzerine duran takibi harekete geçirebilmesi için borçlunun itirazını hükümden düşürmesi gerekir. Borçlu itirazı, İ.İ.K.67. maddesine göre iki türlü hükümden düşürülebilir.İki yoldan biri itirazın mahkemede iptali, diğeri ise mercice kaldırılması yoludur. Bu iki yoldan birini tercihte alacaklının seçim hakkı vardır. Bu seçimlik hakkını, tetkik merciinden itirazın kaldırılması yolunu seçerek kullanan ve talebi red edilen alacaklı, artık İ.İ.K.67.maddesi uyarınca mahkemeden itirazın iptalini ve inkar tazminatına hükmolunmasını isteyemez. Ancak genel hükümler dairesinde alacak davası açabilir. Olayımızda, icra tetkik merciine müracaat eden alacaklının itirazın kaldırılması talebi red edildiğine göre, davacı artık mahkemeden itirazın iptalini isteyemiyeceğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 97.500.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 12.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.