Mesajı Okuyun
Old 22-11-2003, 18:46   #27
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Satır aralarını okuyorum(benim okuyamadıklarımı okuyup yazanlar olursa ayrıca sevineceğim.) Kadınların mahkemeye koşacağını söylemiş. Yani Türkiye'de evlilik içi tecavüz vak'ası o kadar çok ki, - kadınların çok büyük bir çoğunluk evlilik içinde cinsel şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kalıyor- bu kadınlara şikayet hakkı verirsek gidip kocalarını şikayet ederler.

Hayır kastedilenin bu olduğunu düşünmüyorum. Kastedilen bence artık Amerika'da olmaya başlayandır:
"Parmağı omzuma çarptı" = cinsel taciz, milyon dolar tazminat
"Evet ben de seks yapmayı kabul etmiştim ama 14. dakikada birden canım sıkıldı, vazgeçtim" = tecavüz.

Şahit yok, delil yok, ispatı mümkün değil, taraflardan birinin beyanını doğru kabul edin, verin mahkumiyet kararlarını, nasıl olsa "erkektir, yapmıştır!". İşte cinsiyet ayrımcılığı benim gözümde budur ve bunun gittiği nokta da aynen şu anda bulunduğumuz nokta kadar tehlikelidir, zira kadının seksi şantaj aracı olarak kullanmasına yok açar.

Alıntı:
Ayrıca Admin'in tecavüzün sadece şiddet kullanımı fiziksel şiddetle olabileceği yönündeki dar tanımlamasına katılmadığımı belirtmek istiyorum.

Böyle bir tanımlama yapmadım. Bu yorumu sadece evlilik içi tecavüz olarak adlandırdığınız eylemler için yapmıştım.

Evlilik içinde seks bu ilişkinin normal bir parçasıdır ve her iki partner'ın da zaman zaman isteksizce sadece karşı taraf istediği için bu ilişkiye girmesi söz konusu olabilir. O nedenle evlilik içi seks ilişkisinde taraflardan birinin şehvet duygusunun yokluğu her zaman bu ilişkiyi tecavüz yapmaz. Ne zaman "tecavüz" yaptığını yukarıda açıkladım.

Alıntı:
Ben cinsiyet ayırımcılığı yapıyorum. Tavrımı tecavüze uğrayan, kadından yana hatta eşcinsellerden yana koyuyorum. Onlar lehine pozitif ayrımcılık yapıyorum.

Taraflardan biri için ayrımcılık yaptığınızda diğer tarafı mağdur ediyorsunuz demektir. O nedenle duygusal yaklaşımınızın objektif olmadığını söylemeye gerek yok. Hukuksa bence her zaman objektif olmayı gerektirir

Ayrıca bir iki noktanın tekrar altını çizmek isterim:
1- Ord. Prof. Dönmezer yukarıda pekçok değişik noktada pek çok yorumu var ki, her biri üzerine kitap yazılır. Ben sadece "evlilik için tecavüz" konusu ile ilgili yorum yapıyorum, diğer konulara girmedim (ki bu onlara katıldığım anlamına da gelmiyor)
2- Tecavüzü veya cinsel tacizi erkek eylemi kabul etmeyi şiddetle reddediyorum. Failin çoğunlukla erkek olması da bu tavrımı değiştirmiyor. Amerikada da mahkumların büyük oranı siyahtır ama siyahlar suç işler yorumu yapmak ırkçılıktır. Aynen cinsel suçlarla ilgili hukuki düzenlemeleri "fail erkek, mağdur kadın olur" mantığı ile yapmanın olduğu gibi.
3- Bir erkeğin bir kadına tecavüzü ne kadar ciddi bir eylemse, bir kadının kendi rızasıyla girdiği bir cinsel ilişkiden sonra bunu bir sebepten şantaj/intikam aracı olarak kullanıp erkeği tecavüzle suçlaması da aynı derece ciddi bir eylemdir. Hukuki düzenlemeler her ikisi de engelleyecek biçimde yapılmalıdır ve bir eylemi engelleyeceğiz derken diğeri teşvik edilmemelidir.

Saygılarımla,